Türkiye'deki mesleklerin kötü yönlerinden biri bilim ile halkı bir araya getirememek. bizde ders çalışınca her şey hallolacak anlayışı var. bir doktor mesleğinin piri olabilir ancak insanlarla iletişim konusunda sorun yaşıyorsa hem kendisi yıpranıyor hem de karşısındakiler. bir kalp cerrahı tanıyorum. şunları söylemişti:" hasta geldiğinde ben onun kalbine bakacağım ama ilk önce asıl duygusal olan kalbine bakıp, moral vermem gerekiyor ki onları daha kısa sürede iyileştirebileyim."
Doktorlara da hak verilecek yönler var. ama türkiye'de doktorluk bir elitist yapıda. mesela avusturya'da doktorluk çok sıradan karşılanıyor. yine ülkemizde yaşlı, kimsesiz, bakımsız hastalar gelecek. birçoğumuzun garipseyeceği, iğreneceği, tiksineceği durumlar olacak belki de. adam üniversite öncesi çok çalışmış, üniversitede yıllarını vermiş, sonra hayatın içinde bu tarz durumlarla karşılaşınca tabiki insanlara karşı yaklaşım tarzı değişiyor. Tabiki doktorlar staj yapıyor, pratisyen olarak çeşitli yerlerde çalışıyor ancak gerçek hayatı tam anlamıyla yansıtmıyor bunlar. birçok doktor atandıkları yerlere daha gitmeden istifa etmeleri de bunu gösteriyor.