takım tutmayan şahsımı bile futbolan soğutmaya çalışan klüp. oysa geçen hafta evde enerbahçeli ve galatasaraylı arkadaşlarla ekran başına geçip, biralarımızı da açıp ne de güzel sevinmiştik avrupada gelen çeyrek final başarısına. hoş galatasaraylı arkadaşlar gelmese de sevinmeye bile çıktık boktan şahin arabamızla...
takım tutmamak özellikle türkiyede harika bir durum, böylelikle her takımın başarısına sevinme, asla mutsuz olmama gibi bir lüksünüz oluyor. işte bunu yaşamak çok güzel de ah bir de şu futbolu kirleten yöneticiler (adnan polat, mahmut uslu, murat özaydınlı, yıldırım demirören ve de aziz yıldırım) olmasa.
Şimdi de bunlara federasyon eklendi. kayserispro maçında çalınan o penaltı yok mu arkadaşım beni bir anda kayserispor taraftarı yaptı, faul bile olmayan pozisyonda o adam sırf roberto carlos diye kayserisporlu oyuncuya sarı kart çıkmadı mı fanatik bir kayserisprolu gibi oldum ...
şimdi bakıyorum da bir de fenerbahçeli tarafarın adalet herkes lazım arkadaşlar, bu haksız galibiyetten dolayı üzüntülüyüz diyecekleri yerde geçmişte bize de hatalar oldu bu onun diyetidir demelerine, cidden soğuyuverdim bir anda futboldan.
sevgili fenerbahçeli dostlar tarafsız bir adam bile fenerbahçe'nin bu mentalitesine hiddetleniyorsa biraz kendimize dönüp bakmanın zamanı değil midir? yoksa fenerbahçe'nin fenerbahçe'den başka dostu yoktur yalanına inanmaya devam mı? fenerbahçenin fenerbahçeliden başta dostu var lan ayrıca ben severim fenerbahçeyi ama galatasarayı da severim hatta trabzonsporu bugün de inanılmaz derece de kayserisprou sevmeye başladım.
bıraın bu bizim bizden başka dostumuz yok geyiklerini derim ben. bırakın da biz de fenerbahçeliler kadar başarılarına sevinebilelim...