hz muhammed in cenazesi

entry18 galeri
    10.
  1. f) Halife Ömer Hz. Muhammed’i Konuşturmuyor!
    Hz. Muhammed ölüm döşeğindeyken, “Bana kalem-kâğıt getirin size öyle bir vasiyette bulunayım ki, onu yerine getirirseniz zarar görmezsiniz” diyor. Bunun üzerine halife Ömer, “Hz. Muhammed artık hastadır, ne dediğini bilmiyor. Dolayısıyla Kur’an var, o bize yeter” diyor ve sözü edilen o vasiyetin yazılmasına engel oluyor/Hz. Muhammed’i konuşturmuyor. Tabii ki Ömer’in bu sözü üzerine orada bulunanlar arasında tartışma çıkıyor: Kimisi, madem Muhammed’in arkasında Allah vardır, hasta da olsa yine doğru konuşur diyor, kimisi de Ömer’i haklı buluyor. Bunun neticesinde Muhammed onlara “Çıkın ” diyor ve vasiyet yazılmadan konu kapanıyor. Hatta ibni Abbas, “Hayret! Bırakmadılar ki peygamber sözünü tamamlasın” diyor. Bu açıklama en başta Buhari’nin eserlerinde birçok yerde, Müslim’de ve diğer islami kaynaklarda anlatılmaktadır.
    Her ne kadar kimi rivayetlerde Ömer’le birlikte başkaları da Muhammed’in yanında varmış, onlar da onun bu vasiyetine itiraz etmişler deniliyorsa da, aslında Ömer dışında hiç kimsenin adı geçmiyor. Zaten Ömer’den başka da kimse bu ifadeyi kullanma cesaretinde bulunamazdı. Buhari’de birkaç yerde Ömer’in bu konuda ismi geçiyor. (98)
    Burada kullanılan tartışmalı bir terim var. Ömer yukarıdaki cümleyle birlikte burada Muhammed’e karşı ‘HCR’ kelimesini kullanıyor. Bunun anlamını ibni Esir’den dinleyelim. ‘Hecere’ demek, boş konuşmak, ne dediğini bilmemek diye genel sözcük anlamını verdikten sonra, az önceki hadise değiniyor ve Hz. Muhammed’e bunu demekten kasıt, artık hastalıktan dolayı sözlerini karıştırıyor, sağlam konuşamıyor demektir diyor ve ekliyor. “Hz. Muhammed’e karşı bu ifadeyi kullanan da Ömer’in kendisidir.” diyor. Aynı açıklama ibni’l Manzur tarafından da yapılmıştır. (99)
    Ömer sadece bu olayda itiraz etmiyor. Yine bu hastalık anında Muhammed hanımlarından kâğıt-kalem istiyor, verin size önemli şeyler yazayım diye. Onlar getirmeye çalışınca o sırada Ömer geliyor, durumu öğreniyor, “Siz kadınlar ancak ağlamaya varsınız; başka neye yararsınız” diyor ve burada da engel oluyor/bırakmıyor. Bunun üzerine Muhammed (demek ki artık dayanamıyor) “ Kadınlar senden daha iyidir.” diyor. Bunlar aslında önemli açıklamalardır. (100)
    Sonuç şu: Ömer, Hz. Muhammed’e, “Artık hastadır, akli dengesi yerinde değildir, abuk-sabuk konuşuyor. Dolayısıyla onun söylediklerinin bir değeri yoktur” demek istemiş; kullanılan kelimenin anlamı bu. Şu da var ki, bir kere Ömer’in bu karşı çıkması islam inancına uygun değildir. Eğer inansaydı ki Muhammed’in projesinde Allah var, -islam inancına göre Allah cansızları da, hastaları da konuşturur- o zaman bunu söylemezdi. Çünkü iş sadece akılla olsa, o zaman Muhammed’in mucize iddiası nerede kalır? Yani ne olursa olsun bu karşı çıkış Ömer için olumlu değil; ancak, Ömer’in burada korktuğu bir şey varmış ki karşı çıkmış. Aşağıda bunun nedenini anlatacağım.
    g) Halife Ömer Neden Telaşlıydı?
    a) Belki Muhammed bu son nefesinde, Ömer’in de içinde bulunduğu Tebük’teki suikastçıları ve yine Ömer’le Ebubekir’in, kızları Ayşe ve Hafsa aracılığıyla Muhammed’e karşı tertipledikleri komployu açıklar endişesi Ömer’i sarmış olabilir.
    b) Bir diğeri de, belki damadı Ali’yi toplum içinde halife ilan eder korkusu. işte bu durumda Ömer’in planı suya düşerdi, tabii ki her iki neden de önemli. Hatta son nefeste Hz. Ali onun yanında yalnız kalıyor ve dışarı çıkınca soruyorlar: “ Muhammed’in durumu nasıl?” diye. O da iyi diyor. Ancak amcası Abbas artık Muhammed’in çok ağır olduğunu ve vefat etmek üzere olduğunu anlıyor. Kendisi bunu oradakilere söylüyor, tabii ki bu başbaşa kalmakta Muhammed’in ona halifeliği konuştuğunu söyleyenler ta o zamandan vardı. Hatta, Hz. Muhammed’in Ali’yi kendine vasi olarak seçip seçmediğini Ayşe’den soruyorlar. Ayşe sert tepki gösteriyor, “bu da nerden çıktı, 24 saat Muhammed’in yanındaydım, hatta tuvalet ihtiyacını altından alırdım. Böyle bir şey olsaydı ilkin ben duyardım” diyor ve Ali’nin vasi olduğunu inkâr ediyor. Bunlar, en başta Buhari’de anlatılan şeyler. (101)
    Az önceki hadis çok uzun ve ilginçtir ki, Ayşe ile ilgili bu hadis sadece Buhari’de 18 yerde tekrarlanmıştır. Ayşe burada Ali ile ilgili şu önemli açığı da veriyor/ona kızgın olduğunu belirtiyor, şöyle diyor.- Benim ifk olayıyla ilgili (hani bir savaş dönüşü yolda Safvan adında biriyle zina yapmakla suçlanıyordu) henüz Nur süresindeki ayetler inmemişti, bu konudaki belirsizlik sürüyordu (Allah neden uzun süre onları bu konuda seyretmek istemiş ve daha sonra yaklaşık 10 ayet birden göndererek Ayşe’nin ve dolayısıyla Muhammed’in ailesinin dosyasının sağlam olduğunu belirtmiş; tabii ki bu da notlarımız arasında kalsın!) Ayşe devam ediyor. Bir ara Hz. Muhammed hem Ali, hem de Üsame bin Zeyd’i huzuruna çağırıp sordu: “Siz bu iş için ne dersiniz, ben Ayşe’den ayrılayım mı?” diye. Üsame, “Senin eşindir, sen onu daha iyi tanırsın” karşılığını verdi, benimle ilgili olumlu konuştu; ama Ali, “Ey Muhammed, dünyayı kendine dar etme; sanki sana kadın mı yok” dedi. Ali’nin bu sözleri Ayşe üzerinde çok olumsuz bir iz bırakmış. Çünkü daha sonra meydana gelen tarihi olaylarda Ayşe hep Hz. Ali’ye karşı olan cephede yer almıştır. (102)
    Konunun aydınlanması açısından şu olay da önemli: Bir kere Muhammed son nefesinde Ali ile başbaşa kalmış ve ona bir şeyler söylemiştir. Hatta hadisler var ki, Muhammed Ebubekir ve Ömer huzurunda Ali’yi halife olarak ilan edince Ömer buna itiraz bile etmiş: Sen kendin mi Ali’yi tayin ediyorsun, yoksa bu atama konusunda vahiy ile mi hareket ediyorsun, demiştir. O da, “Ben vahiyle konuşuyorum.” diyor. Bunu ilerde Hz. Ali-Fatma kısmında daha detaylı olarak anlatacağım. Zaten daha önce de bu konuda bazı değinmelerim oldu. işte bu bilgiler de var iken, Ayşe’nin “Hz. Muhammed Ali’yi vasi yapmadı.” şeklindeki açıklaması doğruluk ifade etmiyor. Bir kere Ayşe artık taraftır ve benzer konulardaki açıklamaları asılsızdır.
    Mutezile ekolüne yakınlığıyla itham edilen ibni Ebi’l Hadid’den birkaç cümle eklemek istiyorum (h.656.ö). Aynı şeyler Necahî Tai’nin “iğtiyal’ül Halifet’i Ebibekir” adlı yapıtında daha fazla ve detaylıca işlenmiştir. Bu ikiliden kısa bir özet sunmakta yarar var. Konuya ilişkin anlattıklarımdan çıkan sonuca yardımcı olur diye düşünüyorum. Şunu anlatıyorlar:
    Ömer, henüz Hz. Muhammed hayatta iken Ebubekir’le konuşur: Kimse senin halife adayı olacağını zaten düşünemez, herkes buna sürpriz der; ancak sen olursan pek tehlike olmaz. Sen halim selim/yumuşaksın, her kesim sana ılımlı bakar. Onun için ilkin seni halife yapalım, bir yıl sonra da sen ayrılırsın ben başa geçerim gibi pazarlıklar ve senaryolar anlatılır. Hatta bir yıl geçtikten sonra Ebubekir çekilmek istemeyince, “Aslında beklentim şuydu, diyordum ki Ebubekir sistemi rayına oturttuktan, sükuneti sağladıktan sonra bir hafta içinde kendisi bir bahane bulur ve bir yılı beklemeden görevden ayrılır, bana devreder; ama işi uzattı!” şeklinde Ömer’den böyle bir açıklama aktarıyorlar. (103)
    Zamanla Ebubekir’le Ömer’in arası açılır. Hatta Ebubekir Ömer’i hac görevinden alır. Daha da cesaret edip ileri giderek bir ara Ömer’e, “Bana kalırsa sen bu halifelik işinden vazgeçersen daha hayırlı olur” der. Taberi bunu farklı bir şekilde aktarır: Ömer bu halifelik işinden vazgeçseydi daha iyiydi şeklinde aktarmış. (104) Bundan sonraki gelişmeleri, Ebubekir’in nasıl katledildiği bölümüne bırakayım.
    Sonunda Ebubekir görevden ayrılmayınca ve hac yetkilerini de Ömer’den alınca araları tam açılır ve Ömer, gelecekte halifeliğin riske gireceğini artık anlar. Bundan sonrasını az önceki yazarların kaynaklarından dinleyelim: Ebubekir, konuşulan sürede istifa etmeyince halife Ömer harekete geçer ve onu ortadan kaldırmak için planlar yapar. Bunu, Ebubekir’in ölümü konusunda izah edeceğim. Hatta ilk başta Ebubekir, ya Ömer halife olsun ya da Ebu Ubeyde di yordu, halife Osman’ın adı hiç yoktu. Ama daha sonra nedense Osman öne çıkar ve Ebu Ubeyde birden gündemden düşer. Hatta Ömer iş başı yapınca, Ebubekir’in çoğu valilerini görevden alır. (105)
    Yine Ebu Süfyan ile oğlu Muaviye’ye çok aşırı ayrıcalıklar t a n ır ki bunlar Osman’ın akrabalarıydı, tabii ki bu ilk adımdı; zaman içinde Osman iktidara gelince bu akraba saltanatını daha da geliştirir ve bilindiği gibi bundan dolayı Emeviler dönemi başlar. Yani bu görevden almalar ve yerlerine Emevi soyuna bağlı kişileri tayin etme olayı, Ömer’le Osman/ dolayısıyla onun soyu arasında yapılan pazarlıkların bir soncuydu aslında.
    Burada gözden kaçan bir şey var: Halifelik makamına geçme olayı halk arasında bilinen o çok basit şekilde gerçekleşmemiştir; tam tersine ilk halifeden itibaren hep zorlu ve skandallarla olmuştur.
    Şu sorulabilir: Mademki Muhammed bütün bu olup bitenleri biliyordu, artık burada Ömer’i bu son nefeste ne gibi hesaplar için dinliyordu ki? Artık ne varsa açıklamalıydı.
    işte bu onun sorunudur, neden söylemedi bilemeyiz. Yalnız şu gibi hesaplar kuvvetle muhtemeldir: Mesela; açıklasam daha kötü olur, sistem dağılır. Veya damadım Ali rahatlıkla halife olsun, ben sorun yaratmayayım, dolayısıyla kızım Fatma da rahat eder gibi hesaplar yapmış olabilir; ama şu kesin ki, Muhammed, Ömer’e karşı hep defansa çekilmiş, çekinmiş ve etkisinde kalmıştır.
    Yeri gelince Hz. Fatma kısmında belirteceğim gibi, Haziran ayında vefat edenMuhammed’in cenazesi üç gün yerde kalırken, Ebubekir’le Ömer cenazeyi bırakıp iktidarı ele geçirmek için kulis yapıyorlar. Halifelik işini sağlama bağladıktan sonra Muhammed’in cenazesine döndüklerinde; artık cenazesi gömülmüştü, yetişememişlerdi. Burada çok basit bazı yorumlar var: Mesela bu üç gün olayı, acaba Muhammed’i Mekke’de mi yoksa Medine’de mi gömelim veya millet lidersiz kalmıştı, mecburen bunlar uğraşacaktı gibi laflar. Bunlar zaten dini kaynaklarda da pek öne çıkmamış; ancak cılız da olsa bazı eserlerde geçiyor ama dediğim gibi gerçekle ilgisi yok. (106)
    Daha sonra Ebubekir’le Ömer, Hz. Fatma ve Ali, Ebubekir’in halifeliğini tanısınlar diye onlara gidince Fatma aynen şunu diyor: En zor anımızda bizi cenazemizle başbaşa bırakıp kendi işlerini görmeye çıkan kişilerle bizim işimiz yok; ne bizden izin aldınız, ne de bu konuda (halifelik konusunda) bize bir hak verdiniz. (107) Ömer, Hz. Ali’nin evine baskın düzenleyince Hz. Fatma bunu o sırada söylüyor, “babamın cenazesini yerde bırakıp çıkarınız peşine düştünüz; bizden ne istiyorsunuz” diyor. Acaba, Ebubekir vefat edince Ömer’in hemen halife olması tesadüf müdür? Bütün bunlar yapılan planların birer sonucudur. Halbuki halifelik için ilk başta en çok adı geçen Ebu Ubeyde idi ama ne hikmetse Ömer öne çıkıyor ve Ebu Ubeyde birden tarihe karışıyor, ortalıktan kayboluyor.
    Nitekim Ebubekir öldürülünce, Ömer hemen başa geçiyor.
    h) ibni Mesut’un Önemli Açıklaması
    ibni Mesut, “Bana teklif edilse ki, ey ibni Mesut; sen yemin içer misin ki Muhammed katledilmiştir diye? Ben de derim ki, değil ki bir kere; dokuz sefer bu konuda rahatlıkla yemin içerim ki Muhammed suikasta kurban gitmiştir. Ancak bana, ‘Yemin içer misin ki Muhammed normal eceliyle ölmüştür diye?” teklif gelse, bu konuda tek bir sefer bile yemin içemem” diyor. Önemli bir kişiden önemli bir açıklama. Bu hadis, birçok islami kaynakta geçmektedir. (108)
    Tabii ki ibni Mesut bu açıklamayı yaparken detayını anlatmıyor: Nasıl katledildi, neydi olay, bunu izah etmiyor. islami kesim burada Yahudi kadının Hayber’de verdiği zehir olayını gündeme getirebilir; yoksa Ayşe miydi, Hafsa mıydı… Müslüman yazarlar bunu akıllarından bile geçirmezler veya geçirmek istemezler. Ama olay tek bu hadise bağlı değil ki, görüldüğü gibi kanıtlar fazla.
    Şa’bi bu konuda, “Yemin ederim ki, Hz. Muhammed suikasta kurban gitmiştir” diyor. (109)
    Daha önce de Enes b. Malik’in, “Hz. Muhammed’in Hayber’de yediği o zehirli et, onun küçük dili ve ağız bölgesinde iz bırakmıştı, tahribat yapmıştı” hadisini aktardım. Ki Hayber zehrinden de etkilendiği bir gerçek; ama o olayla ölümü arasında üç yıllık bir zaman var. (110)
    Az önceki hadise bakıldığında, acaba gerçekten dini bir emir gereği mi; yoksa bu ilaçtan dolayı ağız bölgesinden dökülen etler sonucu meydana gelen çirkinlikten dolayı mı Hz. Muhammed’in resim-heykele yasak koyduğu konusunda tereddüt içinde kalıyoruz. Yani belki de, “Bundan sonraki nesil beni bu halde görmesin” demek istemiş ve bu nedenle resminin yapılmasına izin vermemiştir, tabii ki bu da bir yorum.
    Burada şu sorulabilir: Peki buraya kadar anlatılanlardan nasıl bir sonuç çıkaralım? Yani Muhammed’i, Ayşe ve Hafsa aracılığıyla Ömer-Ebubekir iktidar kavgası için mi katletmişler, Hayber’de yediği zehirli yemekten mi ölmüş, yoksa normal kaderiyle mi? işte bence bu sorulara sağlıklı yanıt almak için kitabı sonuna kadar takip etmek lazım. Çünkü böyle olursa verilen yanıt daha da sağlıklı olur. Yine de buraya kadar anlatılanlardan okuyucu ne anlamışsa tabii ki bu onun algısı ve takdiridir. Ama dediğim gibi sağlıklı karar için kitaptaki tüm bilgileri bitirmek lazım.
    Ancak şu var ki, iktidar kavgası yüzünden, Ebubekir ve Ömer öteden beri Hz. Muhammed’e karşı suikast düzenlemişler; ancak bir nevi başaramamışlar. Bardağı taşıran son damla ise, Hz. Muhammed’in, Ali’yi halife göstermesi ve Ebubekir, Ömer gibi Hz. Ali’ye rakip çıkabilecek, ileride sorun yaratabilecek kişileri de, dönüşü imkânsız bir savaşa gönderip bu yöntemle ortadan kaldırması. Nitekim vefat ettiği ayın pazartesi günü Üsame’ye bu görevi verirken hasta değildi; bundan sonra çarşamba günü hasta olur ve fazla geçmeden vefat eder. (111) Demek ki artık ölüm-kalım savaşı; onlar o arada işi hızlandırmışlar.
    Arif Tekin, Hz.Muhammed’in Ölümü, s.61-95
    Düzenleyen: Arap Şükrü
    Dipnot:
    57) a- Buhari-Müslim, L. Ve’l Mercan, no: 1427.
    b- ibn’il Cevzi, Tıbbi Nevevi, Ilac’u Zatei’l cenb 1/66.
    c- Buhari, 1-) Megazi, Muhammed’in hastalığı kısmında. 2-) Tıp, Ledut md bölümü. 3-) Diyat, bir grup tek kişiyi katletse kısmında.
    d- Müslim, Selam.
    58) ibni Sad, Tabakat, Üsame b. Zeyd seriyesi, 2/345, Halebi, insanu’l Uyun, aynı kısım.
    59) El-lü’lüü ve’l-Mercan, no: 1412.
    60) El-lü’lüü ve’l-Mercan, no: 1661.
    61) a- Buhari- Megazi, bab’ü merd-i nebi ve tıp kısmında,
    b- ibni Sad.Tabakat 2/367.
    c- Ebu davud, Sünen, Diyat kısmı no: 3913.
    d- A. Razzak, Musannaf, no: 19815.
    62) Buhari-Müslim, Lü’lüü ve’l Mercan, no: 1413.
    63) a- Zehebi, Siyer-i A’lam, 27/438.
    b- Mecme’u Zevaid, peygamberlik alametleri kısmı no: 14262.
    c- Hakim, Müstedrek no: 4449, Mrgazi.
    d- Beyhakı, Sünen-i Kübra no: 19097,Dehaya, müşriklerin kap-kaşığını kullanma kısmında.
    64) Ebu Ya’li el-Mevsılı, Müsned, 8/258, no: 487-4843. Burada dipnotta başka kaynaklarda var; ancak zayıf hadis.
    65) Tahrim suresi, 3. ayet.
    66) Tahrim suresi, 4. ayet.
    67) Tahrim suresi, 5. ayet.
    68) Tahrim suresi, 10. ayet.
    69) Tahrim suresi, 11. ayet.
    70) Tahrim suresi, 12. ayet.
    71) Osman Keskioğlu, Kur’an Bilgileri, Diyanet yayını, s. 120-129.
    72) a- ibni Kesir, Büdaye-Nihaye, Hz. Muhammed’in gömüldüğü yer kısmında. 5/292. Burada imam Ahmet’ten alıntı yapıyor.
    b- imam Malik Muvata, no: 545 Cenâiz kısmı,
    c- Taberi Tarih, 11. yılı olayları, 3/216 ve sonrası
    73) a- Ahmet b. Hanbel 6/62. Ayşe hadisleri.
    b- ibni Abdi’l Ber, Temhidö Muvatta şerhi, 24/396.
    c- ibni Sad, Tabakat: 2/401. Muhammed’in defni kısmında. Burada çarşamba yerine salı günü sabahı geçiyor,
    d- Taberi Tarihi 1, 1. hicri yılı olayları, 3/217.
    e- ibni Kesir, Bidaye-Nihaye, 5/292. Hicri 11. yılı, ne zaman gömüldü konusunda.
    f- Beyhakı, Sünen-i Kübra, 3/403-409.
    g- Ibn’l Cevzi, El-Vefa bi Tarif-i Fedaili’l Mustafa. 35. bab.
    h- ibni Hişam, Sire 4/344.
    74) A’lam-i Nisa, 4/113.
    75) Ahzab suresi, ayetler: 6 ve 53.
    76) a- Buhari, Tefsir, Tahrim suresi kısmı, Nikâh, babanın kızına eşi hakkında nasihati konusunda. Mezalim-gasb kısmında. Libas, peygamberin ruhsat verdiği elbise kısmında.
    b- Müslim, Talak, bu iki isimde sorun yok: Ayşe ve Hafsa’dırlar; ancak daha fazla bilgi için, adeta bir ansiklopedi durumunda olan imam Suyuti’nin ‘Dürr’ül Mensur’ adlı tefsiri, ilgili ayetler kısmında birçok kaynak var, oraya bakılabilir. Ayrıca Zamahşeri, Er-Razi, Kurtubi, Beydavi, ibni Kesir, Sealibi, Taberi ve daha niceleri Ayşe ve Hafsa diye belirtmişlerdir.
    77) Suyuti, Dürrü’l Mensur, Tahrim suresi. Burada imam Suyuti birçok yazar kaynağın ismini detaylıca veriyor. ibni Asakir, ibni Adiyy, Ebu Naim Isfahani, Dahhak ibni Mrdeveyh gibi.
    78) a- Buhari, Farz’ül humus. Muhammed’in eşlerinin evleri kısmında,
    b- Müslim, Fitne bölümünde.
    c- imam Ahmet, Müsnedüi müksirun ibni Ömer hadisleri kısmında.
    79) Müslim, Fiten bölümünde.
    80) a- Müslim, Fiten kitabı.
    b- Abni Ebi Şeybe, Musannaf, Fedail, Yemn kısmında.
    c- imam Ahmet de Müsned’inde almış, ibni Ömer hadislerinde.
    81) Buhari, Ezan kısmında, no: 681 ve 684. Buhari-Müslim hadisleri, Lü’lüü Mercan, namaz kısmı, birinci cilt, no: 238
    82) El-lü’lüü vel-Mercan, no: 1412
    83) Şevde, Hafsa, Cüveyriye, Marya, Ümmü Habibe, Ümmü Seleme, Safiye, Meymune, Zeynep b. Cahş vs.
    84) ibni Asakir, Muhtasar’ü Tarih-i Dımaşk. 13/Z93, Zehebi, Düvel’ul islam, 22.
    85) Hz. Muhammed’in cenazesinin üç gün yerde kaldığını içeren kaynaklardan birkaçı:
    a- ibni Kesir, Bidaye-Nihaye, 5/292. Hz. Muhammed ne zaman gömüldü, bölümünde.
    b- ibni Hişam, siyer 4/315.
    c- Taberi, Tarih. 3/217. Özel başlık: Ne zaman öldü, ne zaman defnedildi, kısmında.
    86) a- Buhari, Mer’da, kavl’ül marid kısmında ve Ahkâm, istihlaf kısmında,
    b- ibni Sad, Tabakt, 2/353, Hz. Muhammed’in ağrısı, hastalığı kısmında.
    87) a- ibni Sad, Tabakat, 2/351, Hz. Muhammed’in ‘Beki’a çıkması’ başlığıyla,
    b- Müsned-i Teyalisi, 1/202.
    c- Müsned-i Ebu Ya’li, 8/87. no: 4620.
    d- Beyhaki, Şa’b’ül iman 1/214 ve Sünen-i-Kübra, 5/289.
    e- Ahmet b. Hanbel, Müsned, 6/111.
    88) Al-i imran suresi 144. ayetin açıklamasında.
    89) Zehebi, a-) ‘Siyer u A’lam-i Nübela’, 15/578. b) ‘Mizan’ül itidal’, Ahmet b. Muhammed b. Sırrı b. Ebi Darem kısmı, no 551, s. 2/283. Siyer-i Atam’ın ilgili dip notunda Zehebi’nin Tezkiretü’l Huffaz, 3/884, Lisanü’l Mizan, 1/268 ve Suyuti’nin Tabakat’ül Huffaz 364, no: 822′de de geçtiği yazılı.
    90) Bihar’ul Envar adlı yapıtı, cilt 22/239 ve 22/516.
    91) Belazuri, Ensab, 1/587.
    92) Meclisi aslında Şia; ama uzunca da bir kaynak hazırlamış, tam 110 cilt.
    93) Selim b. Kays Hilali, Kitab’ü Selim, nami diüeri Kitab’ü Sakife, s. 148 ve sonrası. Aynca 235 Ömer’in Muhammed’e ihaneti kısmında.
    94) Fahrettin er-Razi, Taberi ve daha birçoğu, bunu isra suresi ilk ayetin açıklama kısmında anlatıyorlar.
    95) a- Buhari, Ahzab suresi 50. ayet tefsiri bağlamında.
    b- Müslim, Reda, 49, bir kadın gece sırasını kumasına hibe edebilir mi kısmında.
    96) a- ibni Hibban. No: 5863-64, Oyun kısmında, 13. cilt.
    b- ibni Kesir Tefsiri, Sad suresi 30. ayet ve devamı.
    97) ibni Asakir, Tarih-ü Medinet-i Dımaşk, 30/265
    98) Buhari, ilim, bab’ü kitabet-il ilmi.Mer’za, bab’ü kavl’il meriz. lsti’sam, bab’ü kerahet’il hilafı. Buhari bu 3 yerde Ömer’in ismini verir; aynca birçok yerde bu karşı çıkışı isimsiz olarak verir. Müslim, Vasiyet, no: 1637
    99) a- ibni Manzur, Lisan’ül Arab, 5/254.
    b- ibni Esir, Nihaye fi Garib-il Hadis, 5/212.
    c- Buhari, a- Cizye, Yahudilerin arap yarımadasından çıkanlması kısmında,
    d- Megazi, Muhammed’in hastalanması bölümünde,
    e- Cihad, hel yüşfeu ila ehli-1 zimme babında.).
    f- Müslim, Vasiyet, babü terk’il vasiyet. Ömer’in ismi var. Ayrıca 1-2 hadis de isimsiz var.
    g- Buhari- Müslim ortak hadisleri: El’lü’lü’ü ve’l Mercan, no:1059. ‘Hecere’ kelimesi var.
    100) A. Razzak, Musannaf, no: 18771 ibni Sad’dan alıntı yapıyor.
    101) Buhari Megazi, mered’ü Nebi. Müslim, Vasiyet. Mercan, no: 1058. Kur’an’ın Kökeni adlı yapıtımda bu konuda detaylı bilgi var.
    102) a- Buhari-Müslim’in ortak hadislerini alan El’Lü’lüü ve’l Mercan, Tevbe bölümü, Ifk kısmında, no: 1763.
    b- Buhari, Şehadat kitabı, birkaç yerde. Tefsir, Nur suresi, birkaç kez.
    c- Müslim, Tevbe bölümü, ifk kısmında.
    103) ibni Ebi’l Hadid, Şerh’ü Nehci’l Belaga, 2/31 vd.
    104) a-ibni Hiban, Sıkat 2/192
    b-Taberi Traih-I 3/428
    105) Mesela Halit b. Velit, Müsenna b. Haris, Şerahbil b. Hasene, Enes b. Malik, ikrime b. Ebi Cehil, Ebu Ubeyde b. Cerrah gibi. Yine Osman’a yalcın kişileri/Emevileri iş başına getirir. Sait b. As, Velit b. Ukbe gibi
    106) Şehristani, Milel ve’l Nihal, s. 1/31.
    107) a- ibni Kuteybe Dineveri, El-lmame ve’s-Siyase adlı yapıtında Ebubekir kısmında, s. 21.
    b- Ömer Rıda Kehhale, A’lam-i Nisa, 4/114.
    108) a- Zehebi, Siyer-i A’lam, 27/437.
    b- ibni Kesir, Bidaye-Nihaye, hicri 9.yılı olayları Tebuk seferi kısmında ve 11. yılı olayları. Muhammed’in ölümü kısmında 5/247.
    c- Hakim, müstedrek no: 4394, 3/60-61.
    d- ibni Sad, 2/350.
    e- imam Ahmet b. Hambel, Müsned, Abdullah b. Mesut müsnedleri, no: 3435.
    109) Müstedrek, Megazi, no: 4395.
    110) a- Buhari-Müslim hadisler, EI-LüTüü ve’l-Mercan, no: 1413.
    b- Müslim, Selam, Zehirleme kısmında.
    c- Buhari, Hibe, 51: Müşriklerden hediye kabul etme kısmında.
    111) ibni Sad, Tabakat, 2/345.
    0 ...