her insanı bir şekilde kendine bağımlı yapan iğrenç bir tütün ürünü. ailemde içen çok vardı özellik babam ve bir kaç akrabalarım. başlarda içenleri hiç anlamazdım, 'tadı nasıl' diye filan sorardım en fazla. yaşıtlarımdan veya tanıdıklarımdan içen birini görünce acırdım hiç özenmezdim. sigarayı fazla hollywood filmi izleyen ve o filmlerdeki içen aktörleri, oyuncuları görünce insan beynine sigara içmenin empoze edildiğini düşünür, öyle tanımlardım. daha sonra bir takım kötü olaylar yaşandı ve annemi kanserden kaybedince allah kahretsinki 17 yaşında bok yoluna içmeye başlamıştım. boşluğa düşmüştü, kimseyle konuşamıyordum. 40 gün yas tuttuktan sonra iyice abartmaya ve bağımlı olmaya başladım. içince acımın dineceğini ve ya hayatta yaşadığım sıkıntıların daha azalacağı düşüncesi aklıma girmişti. ki en büyük çelişki bu zaten sigara içenlerde. zaman geçtikte anladım. aslında sigara bir insanın hayat kalitesini aşşağıya çekiyor. onu karamsarlaştırıyor, olumsuz düşünmeye itiyor. içince mutluluk hormonu salgılıyolar zannediyorsun ama sadece yanılgı. şimdi o kadar zaman geçti. eskiden sigarısız yaşadığım günleri özlüyorum. defalarca bırakmaya çalıştım olmadı, iradem sağlam aslında ama alışkanlık olsa gerek hiç aklımdan çıkmadı. en fazla 15-20 gün dayanabildim. sigarayı içmeyen kişilere gıpta ile bakıyorum. eskisi gibi onlardan olmak istiyorum. kızlara hava atmak için sigara içen ergen moronları görünce kafa atasım geliyor. kısacası içiçi olmadığım zamanlara geri dönmek isterdim.