hep olmaz mı böyle düğün akşam 8 dedir, davetiyenin alt köşesinde yazar kokteyl bilmem kaçta yemek şu saatte diye.okur,bilir,inanır,yemek yemeden gidersiniz akşam saati mekana.
oturacağınız masayı bulursunuz önce. yavaş yavaş kalabalıklaşır ortam,siz oturursunuz. ordörv tabağı önünüzdedir,başlarsınız bir iki mezelerin tadına bakmaya.garson gelir, o ara istediğiniz içeceğide söylersiniz.yanınıza oturan tanıdığa 'çok acıkmışım' gibi gereksiz bir açıklama yapmaktan da geri kalmazsınız. pek lazımdır sanki.
neyse düğün başlar. masaya oturanlar tanıdıksa eğer sohbet muhabbet ve 'dur bi sigara yakayım ''aman şarap söyleyeyim ''garson buz getir' diyaloglarından sebep çatalı koyarsınız kenara.
omzunuza dokunur gelen geçen. maksatları selam vermektir, siz kalkar iki laf edersiniz ayaküstü.
arada ihtiyaç molası gerekir elbet. kalkar wc arasınız salon dışında,geldiğinizde ordörv tabağı yoktur.'neyse' dersiniz, ara sıcak gelecek ya onu beklersiniz.
millet kafayı buldukça dans edenlerin sayısı artar. heleki evlenende arkadaşınız ise çıkıp oynamamak ayıp sayılır.üstüne sevdiğiniz bir hava çalıyorsa, kolunuzdan çekiştiren varsa niyetlenirsiniz iyice. kalkar oynarsınız.
ara sıcaklar gelir, soğur hatta toplanır o ara. masaya geldiğinizde ana yemek önünüzdedir nihayet.beğenmez bırakırsınız yarısında.
düğün pastaları genellikle lezzetli olmaz zaten ki onu da genellikle kalmanıza yakın getirir , masanıza nadir uğrayan garson.
bu anlattığım elbet yemekli düğünler birde sadece kokteyl düzenleyenler var ki onlar daha fena.bir iki kanepe,patates kroket,sanslıysanız ortasına kürdan saplanmış köfte ikram edilir bunlarda.ikram edilmez geri aldım sözü , gider siz alırsınız.iç babam iç sarhoş olursunuz kimi vakit.kısaca içkiye talim dersiniz.
genellikle aç dönülür yani bu organizasyonlardan.gece vakti ya bir dürümcü önüne çekilir araba ya da evde atıştırılır birşeyler açlığı bastırsın diye.
