edit: kırılan kollar hakkında tarihte yapılmış, bilimden uzak, en cehalet ürünü yorumlar "kol kırılsa öyle durulur mu"," kol kırılsa duramazsın" yorumlarıdır ve büyük ihtimalle bu yorum tipi ilk olarak bir mahalle maçında, mahalle abilerinden birisinin ağzından çıkmıştır. düşünüyorum da ne yapmalıdır kolu kırılan, break dans mı? smaç mı basmalıdır? nasıl durmalıdır? hangisi en makbule geçen pozisyondur?
kolu daha önce kırılan birisi olarak, kırılan kolun o an acımadığını, gayet de yerinde durulabildiğini söyleyebilirim. hele ki kırılan kolunuzundan bir polis tutuyorsa, mecburen olduğunuz yerde kalacaksınız demektir bu. tüm bunların çıkarımı için fazla bir zekaya ihtiyaç duyulmamaktadır.
editede edit: seri eksi oyveren bilmem ne bu sefer fena şekilde iş başında. lan arkadaş eksi verme, bir söyle kolu kırılan insan ne yapar? stereotype davranış biçimi nedir kolu kırılan insanın? yavrucuğum, sen eksi oy veren güzel insan, anlat ben de öğreneyim. kolum kırıldığında ben de öyle durmuştum zamanında, anlat de ki "öyle duramazsın" ben de anlayayım ki ben o zaman "öylece durmakla" hatalı bir davranış yapmışım, "öyle durmak" yerine başka bir şey yapmalıymışım.
polisin kol kırmasının dahi bilinmesinden rahatsızlık duyanlarla 21.yy büyük çelişki yaşıyor. tarihle çelişki yaşayanlar, ileride, tarihten bahsedildiğinde "tuhaf" olarak anılanlardır.