daha ben yazı yazamazken mevcuttu bob ross.. annem de resim yapmayı seven bir kadın olduğundan büyük bir sabırla her pazar günü salondaki sehpanın canına okumamı izleme pahasına da olsa beni kıramaz getirirdi ablamın resim dersi için aldığı yağlı boyaları.. sonra bildiğiniz uyduruk resim bloklarına daha da uyduruk suluboya fırçalarını kullanarak o güzelim boyaları (bkz: pebeo) ziyan etmek suretiyle yağlı boyayla resim yapmaya girişirdim.. asla onun kadar seri olamadım asla o kadar güzel çizemedim yaptıklarım hiçbir şeye de benzemezdi.. yine de ısrarla kaloriferin arkasında kurutup saklardık onları.. şimdi elimde doğru düzgün fırçalarla sanatsal malzeme ofisinde bir dünya para bayıldığım o güzel tuvallere yaptığım resimleri bu kadar beğeniyorsam,hayatımın en dinlendirici aktivitesini kursa filan gitmediğim halde zevkle sürdürebiliyorsam o trt deki amcayla resim yapma maceralarım sayesindedir.. izleyen herkese de resim konusunda çok şey öğretmiştir eminim..