bir insanın yaşam biçimi ve çevresine göre belli bir mutluluk ortalaması vardır: bu ortalamanın bir çizgi oldunu düşünelim. çizginin üst kısmı kişinin şimdiye kadar ve gelecekte olabileceği tüm mutlulukları içersin. çizginin alt kısmı da üzüntüleri içersin. günlük yaşamımızda, başımıza gelen olaylar bu çizginin ancak üst ya da alt aralığından gelebilir. bizi çok mutlu edecek bir olay, çizginin alt kısmındaki bir olaydan hemen sonra başımıza gelebilir. ya da bizi çok üzebilecek bir olay, çok mutlu olduğumuz bir olaydan sonra başımıza gelebilir.
bu yüzden, çok gülüp, eğlendikten sonra, çok mutlu anlarımızdan sonra, bugün çok güldüm, başıma eminim kötü bir olay gelecek, demek bir mantık hatasıdır. sizin çok gülmenizle, kötü bir olayın başınıza gelme olasılığı arasında bir sebep sonuç ilişkisinden daha çok bir istatistiki ilişki vardır: sizin en sık yaşadığınız olaylar çizgiye yakın olan olaylardır. çizgiden uzaklaştıkça, yaşadığımız en mutlu ya da en mutsuz olaylar sıklığı azalır. bu yüzden, çok mutlu bir anınızı yaşıyorsanız, ya da çok gülüyorsanız, anın tadını çıkarın, mutlu olun. bu tür mutlu anların sıklığını mümkün olduğu kadar da artırın ki mutluluk ortalamanız yükselsin.