dünden beri, hiçbir şey yazıp çizmeyip sadece okudum, seyrettim, gözlemledim. nerede ne eksik kalıyor ki ölüyor bu insanlar uyuyamayıp bunu düşündüm durdum. anladım ki huzuru biz çoktan geride bırakmışız, güvenli olduğumuz bir günü, yaşadığımız bir günü öpüp başımıza koyuyoruz. daha da kötüsü ailesinden uzak başka yerde okuyan bizler için durum daha kötü. dün annemi arayıp yayılmış olan 21 mart eylemleri için uyardım, sakın dışarı çıkma diye. o da o zamana kadar ölmeyeceğimiz ne mâlum dedi. haklısın annem.
baktım biraz, kim kime yükleniyor, akış yine nasıl ilerliyor diye. ve bir önceki patlamada olan, gelişen her şey yine gerçekleşti, sağcı solcuya, solcu sağcıya yüklendi. ölenler öldüğüyle kalıyor. çığlıkları, yakarışları, ağlamalar içimi delik deşik etti. biri dininiz batsın dediği için, dindar kesim ayaklanıyor, bir gazete tutup bu adamı aramaya başlıyor. bir gazete bugün başkan erdoğan manşeti atıyor, ulan derdiniz ne hepinizin? kör müsünüz bu kadar? bu kadar mı insanlıktan çıktınız?
yaşıyoruz biz geride kalanlar dimi? böyle yaşamak ne kadar yaşamaya benziyor bilmiyorum.
ölenlerin ailelerine sabır diliyorum.
ülkeye de yaşayanlara da huzur.
ülkenin ileri gelenleri de artık nolur aynı şeyleri söyleyip aynı senaryoları yazmasınlar, bu bitsin artık, yolunun daha başında, körpecik, gencecik insanlar ölmesin. masum insanlar ölmesin.