sözlük yazarlarının itirafları

entry163239 galeri ses32
    135843.
  1. birkaç saate herkes uyuyor olacak. bütün hayvanlar, bitkiler, adına insan denmiş bütün yaratıklar. duvarlar, hatta toprak bile uyuyacak. bir ben ayaktayım. bir ben uyumuyorum. bir ben ses çıkartmıyorum yatağımda dönerek. bin yıl yaşamış gibiyim. uyusaydım daha az yaşlanırdım. artık yorulduğumu hissediyorum. bir gün, atacağım adımların yavaşlayacağını hissediyorum. bir gün o kadar yavaş yürüyeceğim ki, duracağım. yakında o da olacak.

    beyoğlu mayotte denilen kulüpten geriye kalan sesler var kulaklarımda, dün geceden bu yana. yeni dünyanın elektronik müziği. nerede o seksenlerde çalmış olan woodstock, doksanların rave'i. değişenlerin yanında tabii ki içkiler de var. artık tekila bile, günümüz insanları için hoş, geniz yakıcı bir anı olarak kalıyor. içkinin modasının geçeceği aklıma gelmezdi. ama o da olmuş. artık sarhoşluk drajelerde saklı. birbirlerinin sağlığına yutuyorlar haplarını.
    değişir. her şey değişir evet. müzik değişir. danslar değişir. kitaplar değişir. sistem değişir. kıyafetler, içkiler, kültürler değişir. ama her zaman bir şey kalır geriye. sabah olunca kalkılıp gidilecek işler, okullar..

    dün gece kulüpten eve dönerken, arkadaşın arabasının direksiyonuna ben geçtim ve defalarca boğazdan aşağı sürmeyi düşündüm. dakikada bin kez düşündüm, havada birkaç saniye arabanın içinde asılı kalmayı. camım açıktı. düşündüm denize doğru süzülürken camdan girecek rüzgarı. gözlerimi kapatıp rüzgarın yüzümü dövmesini hissedecektim. çok yaklaştım bu sefer. ama yapmadım. en derinimden bir ses ''ihanet bu!'' dedi. ''neye, kime ihanet?'' dedim. ''sana, arkadaşlarına ve ailelerinize''.. ve vazgeçtim. son sürat giderken daracık yolda, karşıma çıkacak bir kamyonun sileceklerini böğrüme saplanmış göreceğimi umarak sürdüm arabayı.

    bir adam tanımıştım, arkadaşla gittiğim şehirlerin birinde. benden de uykusuzdu. gerçek bir uykusuz. yaşı benden baya büyüktü. 35-40 yaşlarındaydı. her gün, gece takıldığı kulübün civarlarında gezerdi. gece olunca da kulübe girer, sabaha kadar çalan müzikleri dinler ve cin içerdi. üzerinde daima gri uzun hırkası olurdu. kulüp kapanınca evine gider, buz gibi suyla duş alır ve gri uzun hırkasını giyip insanların işlerine gittikleri saatlerden taa gece kulübe girene kadar sokaklarda gezmeye başlardı. gerçek bir uykusuzdu.
    bi' konsomatris vardı o gece kulübünde. âşıktı ona. müziklerin sololarını dinlerken bir yandan da o kadını izler ve gözleri zevkle parıldardı. tabii bir yandan da o kadınla muazzam bir âşk yaşadığının hayalini kurar, anlatırdı arkadaşımla bana. ve bir gün, o kadını kandırdı. nasıl olduysa, kulüp sahibini de kandırdı ve kadınla birlikte yaşamaya başladılar. uyurken o kadını seyretmenin, cenneti seyretmekle aynı olduğunu söylerdi bize. yine bir gün, o adam, o her gece gittiğimiz kulüpte büyük bir hoşnutlukla müziği dinlerken kulağıma eğilip ''söylesene, hiç düşündün mü, hayatın bir rüyadan ibaret olabileceği ihtimalini?'' diye sormuştu. ben çok önceden düşünmüştüm bunu. her şeyi. anlamıştım ama rüya olmadığını. rüya olamayacak kadar gerçek bir hayatın olduğunu görmüştüm. bana bu soruyu sorduktan tam üç gün sonra, o aşık olduğu kadınıyla kaldıkları evde bir yangın çıktı. kadın hafif yaralarla zor kurtarmıştı kendisini. evi ateşe adam vermiş. kimse öğrenemedi neden yaptığını. bir sürü tahmin yürütüldü. polislerin arasında elleri kelepçelerle yürürken, omuzlarına attığı hırkası vardı üstünde. kimse bilemedi çılgınlığının nedeni. ama ben bildim. uykusuzluktan rüyalarını ayakta görüyordu. ve aşık olduğu o kadını aslında rüyasında yakmıştı. çıkan yangın, bizlere gerçek gelmişti sadece. ama onun rüyasıydı. hepsi bu.

    ben de bazen bir ilüzyonmuş gibi hissediyorum hayatı. ama sonradan ilüzyon olamayacak kadar güzel olmadığını görüyorum ve bu düşünceden vazgeçiyorum. sonra düşünüyorum, kaçacak bir yer kalmadı. gidecek bir yer kalmadı. ölüm kaldı. görmediğimiz bir o kaldı. ölüm ve sonrası. şimdiye kadar geçtiğimiz, maruz kaldığımız bütün sınavları düşünüyorum. bütün mücadeleleri. sorular. yanıtlar. yarışlar. çalışmalar. uykusuz geceler. ezberlemeler. anlaşılmayan konuları beyinlere gömmek. diri diri. bilmiyorum ben. hiçbir şeyi. ezberledim zamanında. herkes gibi. ama unuttum hepsini. hiç geçemedim hayattan. hep sınıfta kaldım. hayatta kaldım. terfi edemedim. ilerleyemedim. gerilemedim. felçli gibi kaldım. hep aynı yerde. hep aynı zamanda. vücudumun çıkarabileceği bütün sıvıları tanıdım. kan da dahil. eğer farkına varabilseydim çok daha önceden, ''ölmüşüm, haberim yok!'' derdim kendime. geniş bir çukur. derin mi derin. toprağın içinde bir oyuk. yerim orası. gömsem kendimi. bitse her şey. sonuna geldik filmin. kopsa film. fark etmez benim için. yeter ki derine, çok derine gömsünler beni. yarım saat uğraşsam nefes almak için. sonra da yorulup eyvallah desem ölüme. bitse her şey. öyle bir bağırsam ki tüm dünya çatlasa. bütün insanlar sağır olsa. ben sağır olsam. kör olsam. görmesem hayatı. bitse her şey.
    32 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük