Neye hasret olduğunu bile unutur bazen insan
Hangi yanı daha çok acıyor bilemez
Yeni bir acı bastırır ancak eskisini
Acıdan acıyla arınmak,en acı olanı belki
Rotası fırtınalı bir gemi gibi,sürekli boşluğa
Keskin bir içki içmeden düştüğü sarhoşluğa
Alışmalı kan gölü kabuslara,alışmalı cefaya
Ve belkide herşeye alışmak zorunda oluşuna
Hergünün ayrı bir çizgi bıraktığı yüzde
Titrek ellerle aramak en derin kırışığı
Hiç bitmeyecek sonsuz sarı bir güzde
Deli bir umutla beklemek yeşerten ışığı
Herşeye rağmen içinde bir istek duyabilmek
Uçmayı henüz öğrenmiş genç bir kartal hevesiyle
En uzağa,en bilinmeze,en görünmeze varabilmek
Yeni bir dünya kurabilmek,ciğerin 'son' denilen nefesiyle
işte o zaman anlam bulur anlamsızlıklar
Acı vermez artık acıyla arınan taraflar
işte o zaman demir atarsın huzura,
Durulur sular savrulup duran geminin altında
işte o zaman kendini savurur ancak sarhoşluk
Sonsuz sarı güzün,sonsuz sarı yapraklarına...