çevreye olan duyarlılığı artıran ve ara ara insanı paranoyaklaştıran dizi. artık bilinçaltımı nasıl etkilediyse, dışarıdayken ve sokakta, kalabalıkta yürüdüğümde bazen bi tedirginlik geliyor, etrafta her an bi tehlike çıkacak ve ben elimi kulağıma götürüp 'hey finch, everything okey' diyeceğim. ve de tek başınayken sanki bir görev icabı yürüyorum.. dışarıda birisini bulmalıyım..
ve tabi, her an olağandışı bir şey olacak kaygısıyla eskisinden daha dikkatli hareket ediyor; etraftaki bir takım detaylara daha bir dikkat kesiliyorum. kaçırmamam gereken bir şeyler varmış gibi..
özellikle sosyal medyaya olan duyarlılığımı da artırdığını söyleyebilirim. zaten çok hastası değildim ama gerçekçi kurgusuyla o denli içine çekti ki 'acaba' demeden edemiyor insan. neyse, izlediğim şeyleri fazla içselleştiriyorum galiba...
Kesinlikle kafa dağıtmalık, çerezlik, basit bir dizi değil. Gerçekten çok zekice oluşturulmuş dolu dolu, ve hatta birkaç kez izlenip çeşitli analizler yapılacak bir kurgusu var. günde 2 bölümden fazla izlemek beyin hücrelerini yoruyor. çünkü birbiriyle alakasız gibi görünse de, aradaki ince bağlantıları oturtmayı tamamen izleyiciye bırakıyor. bu yüzden berrak bir zihinle izlemek daha makbul ve keyifli olacaktır.
ayrıca, celal şengör'ün de müptelası olduğu bir diziymiş bu.
