kimi stresli kardeşimizin veryansın ettiği yazardır.
öncelikle abisinin başına gelenlere üzüldüğümü söylemek isterim. bana göre merkezi sınavla üniversite yerleştirmesi yapan bir ülkede at binenin, kılıç kuşananın olmalıdır. yani imam hatipli filan farketmez, soruları doğru yanıtlıyorsa hak ettiği bölüme girmelidir. ayrıca "ülkemiz koşullarında" en iyi sistemin merkezi sınav olduğunu düşündüğümü de belirtmek isterim.
fakat gelişmiş ülkelerde işler böyle yürümüyor. misal almanya... ortaokul bittiğinde çocuklar notlarına göre okullara ayrılır. gimnazyuma girmeyi başaranların lisans bölümlerine girme şansı çok büyüktür. meslek okullarına girenler ancak notları çok yüksekse böyle bir imkana sahip olurlar. fakat almanya'da pekala işleyen bu sistem ülkemizde işlemez; zararı büyük olur...
stresli kardeşimizin abisinin başına gelenlere gelince... stresli kardeşimiz, köylerine yakın olan şehirde köylü çocuklarının kalmasına uygun neden sadece yatılı imam hatip lisesinin bulunduğunu, yatılı düz lisenin bulunmadığını sorgulamıyor. hukuk fakültesi'nde okumak isteyen bir çocuğa neden imam hatip kapısının gösterildiğini sorgulamıyor.
onları sorgulamıyor ama bizlerin asla sahip çıkmadığımız, abd uşakları olduğuna inandığımız 28 şubat'çıları sorguluyor. sorgulasın tabi, hakkıdır.. fakat nalına vururken, mıhını da ihmal etmeden mümkünse...
son olarak küçük kardeşimin başından geçenler var. özel mesele olduğu için burada yazmayıp, kendisine özel mesajla ileteceğim. bakın mevzu stresli kardeşimizin abisi ise sonuçları ağır olsa da tek bir kere mağdur edilmesinden bahsediyoruz. küçük kardeşimin, birbiriyle alakasız kurumlar tarafından ve birbirinden farklı nedenlerle (hiçbiri siyasi değil) defalarca ve defalarca nasıl mağdur edildiğinin hikayesini burada yazsam "senaryo yazıyorsun" derdiniz. demem o ki şu memleketin tek mağduru imam hatipliler değil.