lost

entry4264 galeri
    1004.
  1. s4e7 bölümü ile izleyenlerini bir nevi flashforward / flashback manyağına çevirmiş dizidir. evet, zorunlu ve bir şeye benzemeyen* tanım cümlemden sonra spoyler* içeren cümlelerime geçiyorum, bilginize sunulur. ondan sonra vay efendim ben bilmiyordum, vay efendim ben görmedim demeyiniz çok rica ederim.

    --spoiler--
    bu adanın insan üzerindeki olumlu etkilerinin sadece hastalıkları iyileştirdiği ile sınırlı kalmadığını düşünüyorum. öyleki jin gibi sert, gayet maço bir erkeğin karısının onu aldattığını duyduğunda gösterdiği metanetli tavrına hayran kaldım, tebrikler. bu açıdan bakacak olursak, adanın huy değiştirme gibi ehlileştirici bir yönü de mevcuttur.
    tüm bunların dışında lost bu bölümde bizlere ilk başta denizin erdemini, kudretini göstermiştir kanımca. neden mi? şöyle oluyor; juliet'in ispiyonu sonucu* karısının onu aldattığını öğrenen yağız delikanlımız jin sıkıntısını içine gömerek ilk iş denize, balık tutmaya atar kendini. işte her ne olursa orada olur zaten. dönüşte jin bildiğin süt dökmüş kedi kıvamındadır artık. öyle ki, gayet sakin bir şekilde karısına dönüp şöyle der;
    - hayatumun gadunu,* sen ne yaptıysan eski jin'e yaptın. seni affettim. şimdi sadece bana doğruyu söyle canısı, o bebek benden mi ?
    e pes! böyle bir soru türkiye topraklarında bildiğin cinayetle sonuçlanacak cinstendir.
    gelelim hurley sana...
    oğlum o ne en ? sen bildiğin yarım dünya formuna bürünmüşsün ya da takım elbiseyle bana daha çok yumurta gibi göründün bilmiyorum. hadi onu geçtim, sun'ın bebeğini görmeye geldiğinde söylediğin o "good" bana hiç good yada bir diğer deyiş ile iyi gelmedi. onun altından bakalım neler çıkacak ? o nasıl bir good demektir, şüphelerdeyim.
    şimdi gelelim michael denilen yılın dönek varlığına. bilindiği gibi michael bildiğin şerefsizdir, yaptıklarını hala unutmuş değiliz. gemideki casusun michael olduğu zaten tahmin ettiğimiz bir şeydi. dolayısıyla bu bölümde böyle bir şaşkınlık yaşanmadı. lakin bir mevzuya da gülmedim değil. e be michael oğlum, sen değil misin zamanında arkadaşlarını satıp kaçan? şimdi de gemide kapı aralığından not bırakıyor arkadaşlarına. neymiş efendim; sakın kaptana güvenmeyin. oldu michael, oldu canısı. söyleyene bak, hizaya gel. ya da başka bir deyiş ile dinime küfreden müslüman olsa*
    ve son olarak ben jin'in gerçekten öldüğüne inanıyorum. adada kaldığı gibi teoriler pek mantıklı değil. bu nedenle;
    toprağın bol olsun jin.*
    --spoiler--
    0 ...