bunu nasıl unuttum derken...
lise yılları. okul çıkışları ptt önünden geçiyoruz her gün. ankesörlü telefondan sana yağı aradık. aramızdan en tok sesli arkadaşımızı seçip, müşteri hizmetlerini aradık. müşteri hizmetlerindeki görüşmemizde, kendimizi nal' da öğretmen olarak tanıttık. kantindeki tostlarda sana yağı kullanıldığını ve içerisinde domuz yağı şüphesi duyduğumuzu, tarım müdürlüğüne teste göndereceğimizi söyledik. müşteri hizmetleri bizi üretim müdürüne bağladı. orada bize domuz yağı olmadığına dair yarım saat bir şeyler anlattılar. ikna edemediler. okuldaki öğretmen sayısını sorup, herkese tek tek dosya göndereceklerini söylediler. adresimizi aldılar. okulda 50 öğretmen vardı idarecilerle beraber. hafta içinde kargo aracı yanaştı okula. içinde margarin içeriklerini anlatan tarım bakanlığı onaylı belgelerin, laboratuvar testlerinin ve ürün numunelerinin olduğu, toplam 50 tane koli, öğretmenler odası kapısına yığıldı. okul yönetimine de, bir mektupla beraber ayrı bir koli yollamışlar. hademeler yarım gün koli transferleri ile uğraştı. okulun puştları biz olduğumuz için tespit edildik gün sonuna doğru. idarenin de hoşuna gitti ki, bunlarla uğraşacağınıza gidin test çözün serseriler dediler.
