2001 yılında türk siyaset tarihinin tartışmali isimleri tarafından kurulan bir parti. daha kurulma aşamasında ortaya atılan farklı iddialar.
tüm tartışmalara rağmen kasım 2002 seçimlerinde elde edilen %34'lük oy oranı ile birlikte gelen büyük başarı. bu sonuçlar doğrultusunda tek partili hükümet olarak meclisteki yer alınılır ancak bu sefer de bir başbakanlık krizi patlak verir. zira ak partililerin ve ak partiye oy verenlerin başbakan olarak görmek istedikleri; partinin kurucularından ve en büyük oy silahlarında biri olan recep tayyip erdoğan Türk Ceza Kanunu'nun 312/2 maddesine göre "Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" suçunu işleyip hüküm giymiş olmasından dolayı meclise girmemez.*
hemen hummalı bir çalışma yapılır, anayasa değiştirilir ve erdoğan'a meclis ve dolayısıyla başbakanlık kapısı açılır.
ama tartışmalar bununla bitmez. "milli Görüş gömleğini çıkardık" nidalarıyla göreve gelen ak partililerin aslında pek de değişmedikleri endişesi kısa sürede yayılır ve farklı illerde binlerce kişiyi sokaklara döker. ardından gelen erken seçim kararı.
ancak temmuz 2007 seçimleri partinin geleceği açısından bir dönüm noktası olur. zira tüm tepkilere rağmen devrildi gözüyle bakılan eski hükümet seçimlerden %47'lik oy oranıyla, güçlenerek çıkar. siyasi rakiplerini ezmiş olmanın verdiği güçle politilarını daha sertleştirirler. özelleştirmelere tam gaz devam edilirken terör tekrardan hortlar ve bazı kesimlerce bunun en büyük suçlusu olarak da hükümet gösterilir. son olarak yıllardır tartışılan türban meselesine de el atılınca laikler yine sokaklara dökülür ve beklenilen beklenmedik bir zaman da gerçekleşir.
peki sonuç ? bugün "Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" iddiası ile kapanması istenen bu parti girdiği seçimlerin birinden %34 diğerinden %47 gibi önemli oy oranlarıyla çıkmış. sanki bu işte bir tuhaflık var...
icraatlar ortada. sürekli hortlayan laiklik tartışmaları, özelleştirme safsatası altında oluşturulan dışa bağımlı ekonomi, bir de bir türlü çare bulunamayan terör illeti. iyi de bunlara rağmen kim niye vermiş bu oyları ?
akp'nin kapatılması durumunda avrupa ve amerika gazetelerinin başlıkları belli: "türkiyede demkorasiye büyük darbe !"
yalan da değil sanki. %47'lik bir çoğunluğun başa getirdiği bir parti kapanıyor. yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal.
olmaz olmaz... %47'yi kapatmak lazım sanki. bazı karanlık beyinler aydınlanmadıkça bu gün bir akp kapatılır yarın başka bir akp kurulur; biz de bazı uluslararası güçlerin oyunlarında piyon olmaya devam ederiz.
sözün özü bu kafalar değişmedikçe bu toplum kendi kuyruğunu kovalayan köpek misali yerinde saymaya devam eder. toplumlar layık oldukları şekilde yönetilirler elbet. zaten ben o toplumun cahil bireylerine değil yıllar önce bu vatanı kanlarıyla insa etmiş şehitlerimizin ve atamızın sızlayan kemiklerine yanarım.
"amma kafa ütüledin !" diyenleri de duyar gibiyim. onlar da her zaman yaptıkları gibi televizyon başına geçip ağalı bacılı dizilerini izlemekte özgürler tabi. malum özgürlükler ülkesi burası...