ülkemin %47 sinin hukukçuluğa soyunmasına neden olan girişimdir. bu %47 içinde hem kapatılsın diyen var hem kapatılmasın diyen var, geriye kalan %53 akp ye oy vermeyenler değildir, bu konu hukukçuların bileceği, tartışacağı konudur diyenlerdir.
şimdi ben bu oranı salladım tabi ama önemli bir orandır o %47. şimdi o yüzde 47 büyük bir oran diye doğruyu mu yapıyor, yani hukukçuların, birazcık da siyasetçilerin tartışması gereken bir konuda ahkam kesiyorlar ama büyük bir yüzde diye kesebilirler anlamına mı gelir. bu oran %55 olursa doğru mu yaparlar?
arkadaşlar unutmayalım herkes yanılır, genel irade de yanılır, genel irade yanılmaz diyenlerin devri geçeli 200 yıl oldu dünyada.
siz eğer halk ne diyorsa doğruur, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, milletin tek temsilcisi meclistir diyorsanız, bunun da türkiye de bile devri geçeli 50 yıl oluyor. türkiye de bile diyorum, çünkü hukuk ve demokrasi açısından m. kemal zamanında yapılan atılımla kaldık ve hala avrupanın en iyimser tahminle 50 yıl gerisindeyiz.
genel irade yanılabilir, beki genel iradeye bile dönüşmemiş bir düşünce yanılamaz mı? yanılabilir ve yanıldığı zaman uyarılabilir...
şimdi akp ye oy veren kitle içinde oy verdiğine pişman olan yok mu, var, chp ye oy veren ve pişman olan yok mu, var. o genel iradeyi oluşturan birey iradeleri yanılıyorsa genel irade nasıl yanılmaz diyebilirsiniz...
millet yanılabilir, akp ye %47 oy verildi diye kapatılamayacağı düşüncesi yukarda anlattığım, ve biraz anayasa hukuku bilgisi olan veya biraz kafasını yoran herkesin varabileceği bir sonuçtur, lütfen milletin %47 sinin kapatıldığı gibi, akıllara ziyan bir şeye dönüştürmeyin bu düşünceyi, zira yoksun olduğunuz bilgiyi bu kadar açığa vurmanıza gerek yok.
gelelim parti kapatmanın yanlışlığı sorununa, evet keşke kapatılmasa demektedir herkes, keşke diğer partiler de kapatılmasa. işte demokrasi bu, komünist bir partinin kapatılmasını savunan, kürtçü bir partinin tiz kellesi vurulan diyen insanların işin ucu kendilerine dokunduğunda nasıl veryansın ettiklerini görüyoruz. her üçü de keşke kapatılmasa, ama akp demokratlığı bu olsa gerek, diğerleri kapatılsın, bana gelirse özgürlük istiyorum. ne güzel demokrasi...
ama şuna da değinmek gerekir, demokrasi öyle kendini ortadan kaldırmayı savunanları bile koruyacak bir rejim değildir, olmamalıdır, siz demokrasi araçtır diyeceksiniz, ilk durakta ineceğiz, kaldıracağız, siz isterseniz laiklik elden gider, hukuki konularda ulema karar verir, yargı haddini aşıyor, türban siyasi simge olsa da girecek, bu zihniyeti ortadan kaldıracağız gibi binlerce söze imza atacaksınız, binlerce iş yapacaksınız, rejimin altını oyan. sonra da vay demokrasi var, ben özgürüm diyceksiniz...
demokrasi kendisini korur, fransa da korudu, almanyada korudu, ispanyada korudu, bildiğiniz demokrasilerin çoğunda koruyor, bilmediğiniz demokrasi ise iran demokrasisi, orada bile koruyor. yani arkadaşlar rejim kendisine yönelik bir tehlike görürse, korur, rejim doğru ya da yanlış korur kenisini, sen kendini savunma ben seni yok edeceğim diyebilir misiniz, tabi ki hayır. ha eğer niyetiniz rejimi değiştirmekse, gün belli etme günüdür, öyle örümcek bağlamış zihinlerinizin öğrendiği iki kelime demokrasi ve özgürlük nidalarıyla bu iş yürümez, bu ülke de bunun anlamını çok iyi bilen binlerce hukukçu var, atatürkçü var, laik var, toslarsınız duvara.
akp kapatılabilir mi? bence hayır, zira anayasa mahkemesinin 11 üyesi var ve 7 üyenin kapaılsın demesi gerekiyor, bu biraz yüksek bir oran, eskisi gibi 6 ya 5 kapatılamaz, bu güzel bir değişiklikti 7 ye 4 aranıyor. işte başkan ve 3 üye garanti kapatılmasın diyecektir zaten ve bu nedenle geri dönecektir bu girişim, sadece geri dönmekle kalmayıp geri tepecektir, çünkü o 4 üye taa 60 lı yıllarda genel seçimlerde bir gazetecinin hapisle cezalandırılmasına neden olan yazının içeriğine uygun hareket etmektedir, gözleri kapalı oy vermek...
ve bu durum akp nin ekmeğine yağ ve bal olarak geri dönecektir, işte o zaman hukukun da yaptıklarını onaylıyor görünen bir iktidar çıkacaktır karşımıza, ve değmeyin keyifklerine... sonraki ilk adım kanlı mı kansız mı adım olacaktır, o tartışılmaya başlanacaktır sevgili yurdum da, ve yapılacak iç bir hamle kalmayacaktır şeriat devletine karşı...
geldiler mi, yok gelmediler, ama gümbür gümbür geliyorlar...
ne dedi, tekerleme isim yani dengir mir mehmet fırat "müsterih olun, bizi yolumuzdan vazgeçiremeyecekler". valla kendi adıma müsterih değilim, yolunuzun yol olmadığını biliyorum, ama eldeki son kale de düştü, düşecek, en değerli hamle yapıldı ve bekleniyor, sonuç tam istediğiniz gibi...