yandaşların bir türlü sayıp dökemedikleri şeylerdir.
işte boş laflarını aynen sürdürüyorlar. efendim türkiye'nin eti neymiş, budu neymiş de suriye'de iç savaşa sebep olsunmuş!.. yahu iddiamız suriye'deki iç savaşı türkiye'nin başlattığı değil ki!.. söz konusu iç savaşın bir abd - israil projesi olduğundan zerre kuşkumuz yok. diyoruz ki: sucukçu muhasebecisi abd-israil planlarına alet olmasaydı, yani sınırlarımızdan isyancı gruplara silah ve mühimmat sevkine izin vermeseydi, söz konusu grupları türkiye'de organize etmeseydi, iç savaş daha başladığı günlerde biterdi. sebep? zira savaşın başladığı günlerde abd-israil ikilisinin isyancı gruplara silah sevketmek için türkiye sınırı dışında bir imkanları yoktu. neden olmadığını şurada (bkz: yola def i hacet edip birlikte temizleyelim demek) izah ettim.
kimse saptırma yapmasın, bunu söylemek "bize sığınanlara kapımızı açmayalım" demek değildir. hatırlarsanız savaşın başında türkiye'ye sığınanların sayısı 50 - 60 bin kadardı. davutoğlu "100.000'i aşarsa sorun olur" diyordu. yani iç savaş bir anda büyümedi, insanlar buraya bir anda akın etmedi.
"zalim'in yanında taraf olmak!" bir yandaş saptırması daha!.. cevabını ilk entrymde vermiştim. esad halkına zulmediyorsa ki ediyor (sanki isyancılar etmiyor!), protesto edersin, ilişkileri soğutursun, ambargo uygularsın, ara yol bulmaya çalışırsın.. zalimin yanında taraf olmamak için illa isyancılara silah desteği mi vermek lazım?
görüleceği üzere yandaşların oy verdikleri akp hükümetinin bu işlere ülkemizin hangi yüksek çıkarları uğruna karıştığı konusunda hiç fikirleri yok!.. sonra da kendilerine "koyun" dediğimiz zaman kızıyorlar! sebep?
not: tüm bu yazdıklarım savaşın ilk günleriyle alakalıdır. maalesef bugün şartlar değişmiştir. artık kenara çekilmek, abd-israil planlarına hizmet etmektir, zira suriye'nin kuzeyinde bir kürt devleti kurmak üzereler.