Yavuz Sultan Selim bir gün yanında hellori hazretleri de olduğu halde tebdil-i kıyafet ile çarşıyı teftişe çıkar.
Çarşıda başına kalabalık doluşmuş kuş satılan bir tezgah görür ve tezgaha yanaşarak satıcıya sorar:
Kuşların fiyatı ne kadar?
Satıcı:"bütün kuşlar 1 altın, şu kafesteki tek kuş 100 altın" diye cevaplar.
Yavuz tekrar sorar: diğerleri 1 altınken bu kuş niye 100 altın?
Satıcı: beyim bu kuş ötüşüyle diğer kuşları da yanına Çekerek onların yakalanmasını sağlar, onun için değeri 100 altındır, diye cevap verir.
Yavuz 100 Altın dolu keseyi satıcıya uzatarak "al altınları Ver o kuşu bana" der ve kuşu kafesten çıkarıp parmaklarını kuşun boynuna dolar, "kendi ırkına ihanet edenin sonu" derken, Başına gelecekleri anlayan kuş Can Havli ile dile gelir ve "sultanım ben aciz bir kuşum Siz ise Cihan padişahısınız, ne olur beni affedin, Affetmek sizin şanınızdandır" der.
Bu sözleri duyan ve Yavuz'un yanında bulunan hellori hazretleri hemen atılır ve "işi gücü cik cik, cak cak olan bir kuş sultanımıza akıl mı veriyor?" der.
Kuş da "lan orospunun evladı! Kuşlar konuşamaz mı sandın? Sen ne karışıyon, siktir git" der.
Bunun üzerine hellori hazretleri "evet kuş doğru söylüyor, ben en iyisi siktirip gideyim" der ve oradan uzaklaşır.