"neye inanmakta israrliysaniz, orasi sozun bittigi yerdir" diye sahibini bilmedigim bir soz var. toplumda yasanan her olaya, bir saplanti haline getirip yeri geldiginde kendi egosunun bir gostergesi ideolojilerinin renkli camlarindan bakanlar icin o olay sadece kendi gorduklerinden ibarettir. dolayisiyla yorumlari da ona gore olur. sorgulama, sosyolojik bir analiz yapma ya da empati kurup bu empati temelinde otekilestirdigini anlamaya calisma boyleleri icin mumkun degildir.
mesela 22 temmuz secimleri oncesi cumhuriyet mitingi adi altinda toplana kalabaliklari kendine tehdit veya karsitlardan ibaret gorup, o kalabaligin icinde gercekten samimi olarak kendi yasam tarzina mudahele kaygisi tasiyabilecekler oldugunu dusunemeyen bunye ile turban/basortusu mevzusunda olayi salt ideolojik temelde degerlendirip, bir siyasi sembolden baska bir sey goremeyip bu minvalde degerlendirenlerin bir farki yoktur. mesele bir akil tutulmasi esnasinda yasanan kendi kimligini ideolojisi olarak belirlemeden baska bir sey degil. yani fikri yobazlik...!
bu tavir cogu zaman inandigini deklare ettigi degerlere ne kadar inandigi hususunda da bir turnusol testi oluyor. mesela demokrasiyi, halkin egemenligini vb. degerleri savunuyorum deyip kendi isine gelen darbeleri alkislayip isine gelmeyenleri "tu kaka" kabilinden saymak bunun en basit orneklerinden biridir...