görüşlerine bazı açılardan katılıyorum, bazı açılardan katılmıyorum.
şöyle ki akp'nin yürüttüğü ihanet sürecinin ve ayrıca hastalıklı suriye politikasının pkk'yı güçlendirdiği tartışma götürmez bir gerçektir. ama olayın başka bir yönü de var:
kafayı particilikle bozmuş yandaşlar şimdi diyeceğime şaşırabilir: eğer ortada
1- hem topraklarımızdan hem de lüksümüzden vazgeçmemek için çatışma ortamını ilelebet sürdürüp, bedelini de yoksullara ödetmek,
2- ihanet sürecini ciddiyetle sürdürüp, bir sonuca bağlamak.
dışında bir çözüm olasılığı yoksa ikinci tutumun daha vatansever bir tutum olduğunu geçmişte yazmıştım!.. hala da aynı fikirdeyim.
böyle düşünememe rağmen "çözüm süreci" denilen sürece baştan beri "ihanet süreci" dedim ve hala da diyorum. böyle yapmamın iki sebebi vardır.
1- "silahla çözüm" tartışmaları medyada hep "sınır ötesi harekatlar yapıldı da ne oldu?" basitliğinde tutuldu. manidar değil mi? hainleri barındıranların topraklarını işgal etme fikri hiçbir zaman ciddi tartışılmadı, hiçbir siyasi, bir vatandaş olarak bana ve tabi ki sizlere, bunun neden olamayacağını izah etmeye tenezzül etmedi. bu durumda ben de fikrimi değiştirmeye tenezzül etmiyorum. koyun değilim elhamdülillah...
2- ortadoğu gibi bir coğrafyada ne bölünme, ne federasyon, ne de özerklik gibi sözde çözümlerin işe yarayacağına inanmıyorum. bana göre bu yollar sorunu daha da ağırlaştıracaktır. sanırım akp geç de olsa bu gerçeği gördü. peki gördü de ne oldu? bir ihanet politikasından sıyrılıp, geçmiş hükümetlerin uyguladığı diğer ihanet politikasına döndü o kadar...