sahan'in makyajsiz ve oyunculuk gucune dayanarak yaptiği tiplemeyi yahut karakteri, süavi özalp'in kaleme aldiği bir eseri beyaz perdeye naks etmediği muddetce havada kalacak olan önermedir.
komedi oyuncusunun hasi makyaj ve efektin arkasina saklanmaz. o mimikleri, jestleri mizansenleri ile var olur. (bkz: louis de funes)
eğer bu söylemde kast edilen ve odak alinan kemal sunal'in aşaği yukari 1983'ten sonra ki dönemi içinse eğer fevkalade dogrudur.
fakat o cogu düdük gibi olan kompozisyonlarin yaninda espiri yapmaya calisan nikah memurlari bile peter sellers kalir.
sözün özü mözü yok, beyan edildi entryde bir de özet mi gecicez?