Zirve; bir alışkanlıktı, farklıydı, ketremsiydi tadı, bi boka da benzemiyordu (olacaklarla ilgili belirsizlik anlamında, yoksa yanlış anlama acayip abi, kıbss...) ama her nasılsa hoşluk bırakırdı yüreklerde. Hele ki çokacayip bir zirveyse doksanlardan (yetmişler ya da seksenler de olabilir) kalma bir plak gibiydi. Görülemeyen, gerçekte asla tınlanmayan kişilerle anlık bir maceranın merakıydı. Her nasılsa zirveler heyecanlıydı eskiden; çünkü kimse kimseyi tam anlamıyla tanımıyor amk, ne olacağını, kimin ne pot kıracağını, kimin ne kadar saçmalayacağını, kimin ne halt yiyeceğini ya da yiyebileceğini kimse tahmin edemezdi -ki yine öyle olacak ama sırf bu yüzden çok zevkli ve gidilesi (bu zirveye özel moonlight ve carpe diem faktörü de var elbet)-. Diken üstüydü zirve, tekerlek üstü de olabilir, her daim rahat yolculuk edemediğin bir şeye de dönüşebilirdi. Öyle bir an yaşanabilirdi ki bin bir türlü aforizmaya maruz kalıp, hayatın anlamına bile bir anlık aydınlanma ile ulaşabilirdin ya da beklemediğin bir dedikoduya maruz kalıverirdin. Son derece kaotik ve heterojenik hattta skolastik, bir o kadar da burjuvasik bir ortamdı. sadece su içebilen de vardı viski şişesi ısmarlayabilen de. o yüzden zirvenin kendisi başlı başına bahis konusu bile olabilirdi. -ki yine öyle olacak-. Her bira kokladığında bir-anda beliriveren bölük pörçük ve anlamsız hatıra silsilesiydi, bilmem kaç promil anılardı zirve.
Kendi hayatlarımızda ne yaşıyorsak yaşayalım bunların hepsi geride bırakılarak; tanımadığımız, bilmediğimiz, arayıp sormadığımız, merak bile etmediğimiz, genellikle tüm yaşamın kendinden daha dertli ve aynı amaçla (kafa dağıtmaca ya da kişiye göre değişmece) orada bulunan kişilerin neşelerinin ve sohbetlerinin paylaşılacağı sıcak ve güzel insanları görmek için güzel bir bahane olacak. Bunu anlatmak için kurduğum bu kanun maddesi kıvamındaki uzun cümlenin de yad edilebileceği, hatta şaka malzemesi olamayacak kadar uzun ve gereksiz olduğundan kısa kesilebileceği hatta "-bileceği" değil kesin öyle olacağı bir zirve olacak. Umarım moonşeysinin karamsar bir isim vermesi gibi son olmayacaktır.
sadece arayı daha da soğutalım derim. mesela 10 yılda bir olsun. zaten ondan sonra da kim öle kim kala. Ama bu muhabbet yok olmasın arkadaş. Bayrağınıza sokarım, kale düşmesin hattı koruyun lan. Lütfen tabii. Rica minnet. vs.