sözlük yazarlarının kafalarının karışık olması

entry11 galeri
    8.
  1. sözlük yazarlarının beyin dalgalarının birbirine geçmesi halidir.

    Türban mı mini etek mi?

    Asker mi sivil mi?

    Baykal mı Erdoğan mı?

    Eski sevgili mi Şirinler mi?

    Dinciler mi laikçiler mi?

    Ulusalcılar mı ümmetçiler mi?

    ve diğer birçok sözlük karmaşası arasında karar vermek gerçekten zor.

    Neden yaşıyoruz, neden sözlükte yazıyoruz, ne istiyoruz gibi sorular beyin kıvrımlarında slalom yapan kayakçılar gibi süzülmektedir mütemadiyen.

    Kafalar karışık, kafalar dumanlı...

    Biraz da gelecek kaygısından kaynaklanmaktadır. Ülkedeki belirsizlikler beyinlere de sirayet etmektedir şahsen bilakis.

    Entry girerken parmaklar tereddüte düşer, başlıklara tıklarken mouse'un isteksizliğini ruhunuzun derinliklerinde hissedersiniz ve kısır düşüncelerden sıyrılmak için çırpınırsınız. istediklerinizin olmaması hayatı zindana çevirir ve kutup ayısı tarafından öpülmüş bedevi misali paytak paytak yol alırsınız internetin tozlu yollarında.

    Sonra düşünürsünüz neden bu ülkede doğduğunuzu ve anlam veremezsiniz çelişkilerle dolu kısır tartışmaların beyin kıvrımlarında meydana getirdiği o dalgalanmaya.

    Eski sevgili çıkagelir birden, mini eteğinin altından kaçık naylon çorabı görünmektedir, kafasına da türban takmıştır en kreminden, elinde bira şişesi sosyalizm nutukları atmaktadır.

    Seri eksi oy veren zibidiye hiç değinmiyorum bile, yok sayıyorum onu, görmezden geliyorum ve feysbuk şeysinde eski dostlarımı aramaya koyuluyorum. Eski dostlarımın arkadaş listesindeki hatunları röntlüyorum. Ulan herifin listesindeki karılara bak hamuğa goyim, acaba bize de iş çıkar mı? Sonra "Herşeyi s.keyim herkesi s.keyim" isimli bir grup oluşturuyorum. işte budur yaşanan ya da yaşanamayan.

    Evet salakça...

    Ama başlıkları alt alta okuyunca bir şifre farkediyorum : "anahtar paspasın altında".

    Da Vinci'nin şifresi bile bu kadar karmaşık olamazdı değil mi?

    içelim açılalım, öpüjem...
    2 ...