ikinci abdülhamid

entry1381 galeri
    711.
  1. eski bir cumhuriyet yanlısı, pişman olur 31 martı tertibleyenler arasında olduğu için. onun adı (bkz: rıza tevfik bölükbaşı)

    ve ölmeden önce şu şiir'i yazmıştır pişmanlığını anlatmak için; büyük doğu gazetesinde bu şiir yüzünden necip fazıl kısakürek hapis yatmıştır.

    ne kadar acı bir pişmanlık hikayesi okuyunuz satırlarda.. şiir'in ismi bile sadece pişmanlığı anlatmaya yeter.

    SULTAN ABDÜLHAMiD HAN'IN RUHANiYETiNDEN iSTiMDAT

    Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
    Feryâdım varır mı bârigâhına?
    Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
    Şu nankör milletin bak günâhına.

    Tahkire yeltenen tac-ü tahtını,
    Denedi bu millet kara bahtını;
    Sınad-ı sillenin nerm ve sahtını,
    Rahmet et sultanım suz-i âhına.

    Târihler ismini andığı zaman,
    Sana hak verecek, ey koca sultan;
    Bizdik utanmadan iftira atan,
    Asrın en siyâsî padişâhına.

    "Pâdişah hem zâlim, hem deli' dedik,
    ihtilâle kıyam etmeli dedik;
    Şeytan ne dediyse, biz 'belî' dedik;
    Çalıştık fitnenin intibahına.

    Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
    Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
    Sade deli değil, edepsizmişiz.
    Tükürdük atalar kıblegâhına.

    Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
    Bir sürü türedi, girdi meydana.
    Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
    Yuh olsun bunların ham ervâhına!

    Bunlar halkı didik didik ettiler,
    Katliâma kadar sürüp gittiler.
    Saçak öpmeyenler, secde ettiler.
    Bir asi zabitin pis külâhına.

    Bugün varsa yoksa mustafa kemal,
    Şöhretinde herkes fuzuli dellal;
    Âlem-i mânâ'dan bak da ibret al,
    Uğursuz taliin şu gümrâhına.

    Haddi yok, açlıkla derde girenin,
    Sehpâ-yı kazâya boyun verenin.
    Lânetle anılan cebâbirenin
    Bu, rahmet okuttu en küstâhına.

    Çok kişiye şimdi vatan mezardır,
    Herkesin belâdan nasîbi vardır,
    Selâmetle eren pek bahtiyardır,
    Bu şeb-i yeldânın şen sabahına.

    Milliyet dâvâsı fıska büründü,
    Ridâ-yı diyânet yerde süründü,
    Türkün ruhu zorla âsi göründü,
    Hem peygamberine, hem Allâh'ına.

    Sen hafiyelerle dem sürdün ancak,
    Bunlar her tarafa kurdu salıncak;
    Eli, yüzü kanlı bir sürü alçak,
    Kemend attı dehrin mihr-u mahına.

    Bu itler nedense bana salmadı,
    Bahalıydı başım kimse almadı,
    Seyrandan başkaca iş de kalmadı;
    Gurbet ellerinin bu seyyahına.

    Hoş oldu cilvesi Cumhuriyetin,
    Tadı kalmamıştı Meşrutiyetin,
    Deccal'a dil çalan böyle milletin,
    Bundan başka çare yok ıslahına.

    Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
    Âhiretten bile himmet eylersin,
    Çok çekti şu millet murada ersin
    Şefâat kıl şâhım mededhâhına.

    Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI

    istimdat=imdat isteme
    barigah=makam
    tahkir=hakaret
    nerm=yumuşak
    saht=sert
    beli=evet
    ervah=ruhlar
    dellal=ilan eden
    alem-i mana=mana alemi
    tali=sonradan gelen
    gümrah=yoldan sapmış
    sehpa-yı kaza=ölüm sehpası
    cebabire=zalimler
    şeb-i yelda=uzun gece
    fısk=günah
    rida=hırka
    hafiye=dedektif
    dehr=zaman
    mihr-ü mah=güneş ve ay
    mededhah=meded bekleyen
    2 ...