yıllardır herkesin bildiği olaydır ancak 1998'den beri olayın üzerine giden bir allahın kulu olmaması düşündürücüdür.
henüz akp'nin iktidar bile olmadığı, başımızda anasol-d koalisyonunun olduğu, erdoğan'ın istanbul büyükşehir belediye başkanı olduğu (dolayısıyla dokunulmazlığı yok henüz) bir dönemde bile rte ailesinin nasıl bir güçte olduğunu göstermesi açısından da önemlidir. bu olay nedeniyle değil ama siyasal islamcı faaliyetleri nedeniyle erdoğan daha sonrasında görevinden alınmış hatta cezaevine bile konulmuştur ancak bu olay hiçbir şekilde gündeme tekrardan gelmemiştir.
kaza yaşandıktan sonra burak erdoğan % 100 kusurlu olmasına rağmen (kırmızı ışığa aldırmadan 120 km hızla, ehliyeti olmadan arabayı sürüyor) bütün deliller ortadan kaldırılmış ve yol, belediye ekiplerince süpürülüp temizlenmiştir. bu işin sebep olanı dışında bir de delilleri ortadan kaldıranı, olayı ört bas edeni de vardır ve bu da cinayete yardım ve yataklık etmek kadar büyük bir suçtur.
o dönem yargının başında olanlar, hukuk otoriteleri, anasol-d hükümetinin koaliyon ortakları ve meclisteki diğer siyasal partiler de bu olayın üzerine gitmedikleri için suçlu ve sorumludurlar.
eğer bu olay araştırılıp soruşturulsa, suçlular cezalandırılsaydı bugün türkiye bu halde olmayacak çok daha adaletli, yaşanılası ve çok daha demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olacaktık. türkiye, sevim tanürek olayının üzerine gidilmemesinin, suçluların cezalandırılmamasının, adaletsizliğin ve çarpık hukuk düzeninin faturasını ödüyor şimdilerde ve daha da ödeyeceğe benziyor.