doğan her insanın kalbi pırıl pırıldır, temizdir. kişi kendi araştırmaları ve ona öğretilenler ışığında kalbini aydınlatır. önemli olan kalbini nasıl aydınlattığıdır. ve psikolojisi de buna göre şekillenir.
öncelikle kişiye öğretilen öğretiler din temalı ise ve kişi de bu yolda ilerlemeyi kendisine işar edinmişse feraha erer ve o kişi bir müslümanın psikolojisi başlığında incelenir.
pırlanta gibi olan kalbin körelmesi ise tamamen kişiye özgü bir davranıştır. o verilen özenle seçilmiş, kesilmiş, biçilmiş ayetlerin de belirttiği gibi onların kalbi körelmiştir lakin bunu kişi kendi istediği içindir. neden benim kalbim kör değil de senin kalbin kör sorusuna cevap beklerken ben, konumuza dönüyorum.
kişi kalbî aydınlığı aramış da afaki yollara sapmış ve içindeki allah inancının yitmesine ses çıkarmamışsa, cenabı allahın o kişi için yapacağı birşey olmaz. * eğer ki her duruma müdahale edecek olsaydı, dünyayı yaratmaz, bizi de imtihana sokmazdı bu dünyada. biz de cennette yaşardık hep beraber.
allah, insanlara kendi yollarını çizme iradesini bahşetmiş ve herkes kendi yolunda ilerlemiştir. şeytandır insanları saptırmaya çalışan. bu savaşın ** galibinin kendisi olacağını buyurmuşken mevlam, kişi mağlup * tarafta yer almak istiyorsa ve "neden hâlâ benim kalbim kör ve neden hâlâ allah bu kör kalbi aydınlatmıyor" sorusunu soruyorsa benim de ona cevabım "onu baştan düşünecektin" olur ancak.
konuyu bağlmaka gerekirse; ateistlerin bir kısmı (#283472)deki gibi bir psikoloji içindedir ve bu soruyu kendilerine soruyorlardır. bir kısmı da dunyayi sel almis ordegin umrunda degil** psikolojisi içindedirler.