o gün küçük kasabada olağanüstü şeyler oluyordu tarzında bir jenerikle başlayan ve olağanüstü insanların mavi gezegendeki servüvenlerini konu alan dizimsi. yerli mi? o da ne?
konusuna değinilecek olunursa;
olağanüstü kasabanın olağanüstü çocukları yine her zamanki gibi olağanındışında bir gün yaşamaktalardı. aralarına katılan yeni sarışın ve almancı alağanüstü yaratık ta öyle.
olağanüstü kasabanın olağanüstü çocuklarının ve yaratığının yaşamakta olduğu gün, geride bıraktıkları olağanüstü günlerde sevdiceklerinin resmine bakıp iç geçirerekten çalıştıkları ve iyi birşeyler başarmayı umdukları sınavın olduğu gündü.
kahramanlarımız arabalarına atlayıp olağanüstü gün ve günlere sebebiyet vermiş olağanüstü sınava gidiyorlardı ki birden bire olağanüstü bir kazaya mağruz kaldılar.
ancak onlar olağanüstü güçleri olan aşmış insanlar olduklarından kaza sonucu ölmedikleri gibi üstüne bir de otostop çekip sınava girdiler.
olağanüstü dakikalarını adadıkları sınavı başarıyla bitirmişlerdi. oh ne de güzeldi. hiç çalışmadan o da nesi? sınavı kazanmışlar mıydı ne?
şaşırılacak birşey yoktu, onlar olağanüstü insanlardı. sınavı kazandıkları gibi bir de adı belirsiz o olağanüstü üniversitelerde okumak için istanbul yolları tutmuşlardı. bu onlar için küçük insanlık için büyük bir adımdı. artık önlerinde tek bir sorun kalmıştı? istanbul da ne yer ne içerlerdi bunlar? nerde kalırlardı yani?
fakat o da nesi? birden bire içlerinden birine mısırdaki dedesinden istanbul da bir köşk kaldığı ortaya çıktı.herkes buna çok sevinmişti. olağanüstü bir zafere kavuşmuş olmanın verdiği olağanüstü edayla istanbula vardılar.
ayak bastıkları ilk andan itibaren adeta avuçlarının içine dönüşen istanbulda tutunmaları, yol bulmaları ve kaybolmamaları hiç zor olmadı zira onlar olağanüstü insanlardı. mavi gezegendeki maceraları yeni başlıyordu aslında.
sanırım taslak olarak böyle. izlenmeyi olağanüstü hakettiği gibi yeterince izlenir de zaten.
ancak;
(bkz: sakın bunu evde deneme)