ben gizli bir hazine idim bilinmek istedim

entry38 galeri
    24.
  1. doğru olan şudur ki;

    bilinmeklik iki kısımdır.
    1-rahmani akıl sahiplerinin yapabileceği rabbi bilmek.
    2-kendi acizliğini görüp kendini ve kulluğunu bilmek.

    içindeki istidadına göre herkes rabbini bilemez zaten bu noktada ancak mürşidi kamiller (veliler) yani peygamberlerin (a.s.) varisleri allahı (c.c.) hakkıyla bilir. buna örnek şu ayeti kerimedir ki:

    insanlardan, dabbelerden (beden türleri - ırklar) ve en'amdan da (hayvansı özellikler) renkleri muhtelif olanlar var! Allâh'tan, kullarından ancak âlimler ("Allâh" ismiyle işaret olunanı fark edenler, Azametini bilenler) haşyet duyar! Muhakkak ki Allâh Aziyz'dir, Ğafûr'dur. fatır (35. sure) / 28

    bize göre olan yani avam tabakasındaki insanlar kulluk üzere yaratılmış ve donanımlandırılmıştır.

    avama işaret eden ayeti kerime ye örnek :

    Sen yine de, Kur’ân ile öğüt vermeye, tebliğe devam et. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir.
    Ve ben, cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
    Ve ben onlardan ne rızık istiyorum, ne de beni doyurmalarını.
    Muhakkak ki Allah’tır bütün varlıkların rızkını tam olarak ve tam zamanında veren, kâmil kuvvet ve iktidar sahibi olan.
    zariyat 55-56-57-58

    öte yandan kamil yani rabbini hakkıyle bilenlere örnek ayeti kerime ise:

    Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir. ahzab-72
    buradaki emanetten kast edilen rabbi tanımak, bilmek ve ona göre hareket etmektir.

    o halde taşıyamayacağını bildiği halde insanoğlu niye sorgular durur hayret verici olan budur.
    sen işine bak allahın (c.c.) işine niye haddin olmadan karışıyorsun ki ? bak işine (!) o mercimek büyüklüğündeki aklınla mı çözceksin bazı şeyleri ?
    1 ...