şiir

entry942 galeri ses1
    557.
  1. ben ölenlere hiç üzülmedim, gidenlere... benim içimi acıtan geride kalanlar.
    onlar tüm anılarını kalplerindeki boşluğun ağırlığıyla taşımak zorundalar.
    sana ait yegane şeyi kaybettikten sonra
    deryadaki fırtınadan kurtulmanın ne anlamı var.
    öbür dünyadan korkmalısın diyorlar,
    bu dünyadan daha muhteşem cehennem mi var.
    bir kere aklım gidip geldi, ikincisinde hiç geri gelmeyebilir.
    ama olsun, bazen daha iyi şeyler için bir şeylerin yıkılması gerekir.
    ilişkilerde söyleyemediğini şarkılarda söylesen ne değişir?
    belki de aşk, kalbin parçalanması gibi bir şeydir.
    istediğin şey olmaya çok yakın, ama hala istediğin şey değil.
    yakın bile değil, birazcık bile değil. hiç değil.
    hayır efendim sizin bahsettiğiniz sevmek değil.
    asıl sevgi onu yeni uyanmış haliyle sevebilmektir.
    dokunabilseydim yıldızına da kıymeti harbiyeni kaybetseydin
    yine de umut edilen gün ışığı gibi seni bekler miydim?
    gece sabaha varamaz da susarken yalnızlığım,
    yeniden rüyamda görmemek için seni uyanık kalır mıydım?
    tatlı bir esintiyle tel tel uçuşan saçların,
    karla kaplı güzelliğine haizdi dağların,
    sonbaharın çiseleriyle kıvrılan kirpiklerin,
    yaşla kaplı kırılganlığına sahipti düşlerin.
    göz alıcı ışıklar saçan gülümseyişin,
    kalbimi ısıtışına benziyordu güneşin.
    o sevdiği adamı anlattı, ben sevdiğim kadını dinledim,
    bu kadar zor olabileceğini hiç kestirememiştim.
    yaşama gözlerimi sen açtın, ben sevmeyi öğrendim senden.
    şimdi onları kapamamı isteme benden.
    belki gökyüzü, belki deniz...
    belki de biraz kış güneşi gibiydiniz.
    0 ...