toplum ve birey

entry4 galeri
    2.
  1. Yaşadığımız hayatın farkına vardığımızda, bizden beklentilerin ve bizim hayat karşısında beklentilerimiz çoktan şekillenmiş ve buna uyum sağlamış halde yaşantımıza devam etmekte oluyoruz. Bunlara kabaca, toplumun bize koyduğu kurallar yani kalıplar diye biliriz.

    Toplum çok çeşitli kültürlerden etkilenmiş, belirli bir tarihsel çerçevesi olan ve bir toprak parçasında dinamik halde yaşantısını sürdüren bir olgudur. Toplumların hem kendi içinde hem de diğer toplumlara karşı sürekli olarak tetikte olmak gibi bir zorunluluğu vardır. Tetikte olmanı yanı sıra sürekli rekabet halindedir. Her gelen nesil bir öncekinin üzerine bir şey koymak zorundadır. Atasından aldığı mirasa sahip çıkmasını ve onu geliştirmesini ister toplum, bireyden. Eğer kendisi okuyamadıysa çocuğunu okutmak gibi bir hayali veya kendisi fakirse çocuğuna zengin bir hayat sunmak için kendi hayatını feda eden insanlar vardır. Bize bırakılan mirasın devamını getirmek için ise, toplumun vefa adını verdiği bir olgu karşımıza çıkmaktadır. Topluma göre, geçmişten gelen her şeyi büyük bir vefalık sergileyerek sahip çıkmalıdır birey. Yoksa unutulmaya mahkumdur. Peki hangi toplum unutulmaktan, yok olmaktan kurtulabilmiştir? Ya da unutulmamalı mıdır?

    "insan, toplumsal bir canlıdır," sözü, bireye edilmiş en büyük küfürdür. Toplum, bireylerden oluşmuş bir olgudur. Toplumsal çıkarlar söz konusu olduğunda, insan hayatının pek hükmü kalmaz. Vatan toprağı için veya herhangi bir ideolojik akım için kendi hayatlarından vazgeçen insanları, kendilerini topluma/topluluğa armağan eden insanları düşünün. Şehitlik mertebesi, anıtlar, kütüphaneler, kitaplar, boy boy fotoğraflar, isimlerini gelecek nesillere aktarılması onların ölümlerini anlamlı kılma çalışmalarından sadece bir kaç örnek. insanın toplum/topluluk için kendi hayatından feragat etmesinin tarihi nedir? Bir insan neden hiç tanımadığı insanlar uğruna kendinden vazgeçebilir? Toplum, o insana nasıl olur da bunu bu denli aşılayabilir?
    0 ...