günümüz müminleri tarafından normal karşılanmaktdır.
evet islam'a göre kişi helal yollardan kazandığı parayı, yine helal yollarda olmak kaydıyla, istediği gibi harcayabilir. aslında müsriflik, lüks ve şatafat da yasaklanmıştır ama neyse... biz yine de ortada bir sorun olmadığını varsayalım.
ama öyle saysak da yine de ortada bir sorun var. o da şudur:
islamın ilk dönemlerinde, helal yollardan da olsa, paraya, pula boğulmak, geleni dağıtmamak din büyükleri arasında hoş karşılanmamıştır. beyazıd bistami'lerin, süfyan sevri'lerin, hasan basri'lerin hayatlarına bakın... parayı, pulu biriktireni veya lükse, şatafata harcayanı değil din büyüğü, dinde sözü dinlenecek kişi saymak, adam yerine bile koymazlardı.
neden? zira zühdü olmayandan din büyüğü olmaz. zühd nedir? helal malın fazlasını, şüphelileri ve mübahların çoğunu terk etmek demektir.
fakat günümüz müminleri artık böyle incelikleri takmıyorlar. onlar takmayınca din tacirleri takar mı? onlar hiç takmıyorlar haliyle...
olmuşken, okuduktan sonra aradan zaman geçtiği için hangisi olduğunu hatırlayamadığım birinin kıssasını aktarayım. sanırım beyazıd bistami idi...
efendim beyazıd bistami zühdüyle meşhur bir adamla tanışmış. hoşbeşten sonra "geçimin nasıl?" diye sormuş. söz konusu kişi "gelmeyince allah'tan diliyor, gelince şükrediyoruz" der. beyazıd "onu bağdat'ın köpekleri de yapıyor. biz gelmeyince şükreder, gelince dağıtırız" diye yanıtlar.
