sene 2004 beyler.
lise2'deyiz. izmir karataş lisesinde okudum liseyi.
nisan ayları havalar hafif ısınmaya başlamış bizim de kurtlar kaynıyo tabi.
toplam 7 kişi nargile kafeye gitmeye karar verdik.
gümrük denilen bölgede otobüslerin toplu duraklarının olduğu yer var bilenler bilir.
orada şımarık cafe diye bi yere çöktük hala unutmam ismini.
tabi o zamanlar kapalı alanda sigara içme yasağı yok. söyledik biz nargileleri çayları muhabbet gırgır.
yanımdaki arkadaşlardan birisi kadifekalede oturuyor, babası esrar yetiştirip satmaktan hüküm giymiş bi tip.
biri daha aynı yerde oturuyor. falan filan neyse oturuyoruz fakat şu ayrıntıyı vermem gerek şark köşesi gibi dizayn edilmişti kafe. ve yukarda sadece biz vardık.
o sırada yandaki köşeye 4 tane kız geldi lise üniformalarıyla. allah var yukarda, hiçbirimiz dönüp bakmadık bile.
fakat kendi aramızda muhabbet devam ediyor. aradan 15-20 dakika geçti biz kalktık tam giderken nezaket icabı "iyi günler" dedik bunlara transit geçtik *. bunlardan biri "size de iyi günler her ne kadar tanışamasak da..." dedi. *. biz de eyvallah nezaketiz falan ama nihayetinde ergeniz hormonlar tepede. hemen eteğini sıyırdı kız üzerime çıktı... yok pardon bu o değildi... ha ne diyodum? bu öyle diyince biz de "ayıpsın" modunda çöktük yanlarına muhabbet geyik, neyse hacılar içlerinde çookk güzel bi tip var ben de onunla ilgileniyorum. bu da gördüğü ilgiden şikayetçi değil derken bi tip geldi. uzaktan bizi kesiyo desem yanlış olur; direk bana bakıyo ama versem sikecek. öyle bi bakış. ne bakıyon desem yanımdaki psikopatlar benden önce çiğ çiğ yer adamı. işin kötüsü elemanın sol kolu da alçıda.
neyse biz bu kızla telefon numaralarımızı alıp verdik servislere binmek üzere okula doğru yürümeye başladık. yolda kızla sms'leşirken cumartesi buluşma kararı aldık. ertesi gün son ders boştu. karataşın ordaki parkta oturuyoruz aynı 7 kişi sigara tüttürüyoruz. telefonum çaldı. açtım direk küfürle girdi eleman. ama öyle böyle değil.. ben de başladım küfüre sonra benim telefonu eline alan herifin annesine kızkardeşine yazılmaya başladı. benim telefon dönüyor elden ele. neyse aldım telefonu kimsin nesin muhabbeti. meğersem benim kıza aşıkmış bu denyo. o kolu alçıdaki eleman. "gel" dedim bizim oraya kapışacaz. yok dedi gelmem sen gel.
bu arada kız sürekli arıyo mesaj atıyo yapmayın etmeyin diye. olay en son "buluşup konuşacaz" şekline döndü.
ertesi gün buluşmaya gidiyoruz. söylememe gerek var mı bilmiyorum ama; aynı 7 kişi. bizim torbacı arkadaş kurusıkı falan getirmiş yanında. hacı heriflerle kordonda bi karşılaştık. tertemiz 30 kişi. eksiği yok fazlası var. dedik beyler plan net. iskele alabanda tornistan yapıyoruz. arkayı bi döndük; bi o kadar da arkamızdan geliyo. neyse biz bunlarla "behçet uz çocuk hastanesi"nin önünde denk geldik.
"neden bu ayrıntıyı verdin?" derseniz sizin de amınıza koyarım bak çok fena gerildim. ama yine de söyliyim annem orda çalışıyodu. ama allah'tan o gün izinli.
kırıkkol ve ben karşı karşıyayız. "nedir lan dedim derdin?", "ben o kızı 2 senedir seviyom çok aşığım." dedi.
"eğer delikanlı gibi seviyosan görüşmem bilader sevene saygımız var" dedim.
tam ortalık yatışacak;
bu yanında bi eleman getirmiş, sik kadar boyu vardı, saçlar tavuk götü modelinde jöleli. "beyler buraya konuşmaya mı geldik aq" dedi zıpladı bizim torbacıya çaktı kafayı. ama bizim çocuk da boş değil, kendini geri çekti çocuğun kafa boşa çıktı. bu tuttu bunun kafadan patlattı yumruğu. tavuk götü yerde. beyler ortalık bi karıştı aq.. bizim 4 kişi anında kirişi kırdı zaten. kaçtı piçler. adamların yarısı bunları kovalamaya gitti. torbacı ben ve maho kaldık adamların ortasında. hacı yakışıklıyız da şimdi o sıralar. yüzü korumaya çalışıyoruz. sırtımıza yemediğimiz tekme yumruk kalmadı. gömlek falan paramparça. pantolonumun cebinden siemens mc60 telefonum vardı o düşmüş. o sırada maho buldu bi boşluk kirişi kırdı. ali'ye direk, sen de kaç diye bağırdım
neyse beyler kafamı kaldırdım ilk önüme gelene abandım yumruğu. biz de boş değiliz tabi kick-box yapıyoruz. ayıptır söylemesi sağlamdır biraz yumruklar. ben patlatır patlatmaz bi boşluk oldu aliyle ikimiz kaçtık. ali * malı da belinden kurusıkıyı çıkarmış havaya sıkıyo. lan gerizekalı dayak yemeden önce yesene o boku. niye şimdi ? neyse adamlar da uzadı. bu arada delikanlı çocuklarmış, benim yere düşen telefonu ordaki güvenlik görevlisine vermeyi ihmal etmediler.
bizim kaçan 4'lü salaklar, mc donald's tuvaletine saklanmış. benim vurduğum çocuk da oraya girmiş yumruğu burnuna yiyince. burnu kırılmış malın. bizimkiler içerden konuşmalarını duymuşlar. şansa bak attığım yumruk da kızı seven denyoya denk gelmiş.
tabi hikaye burada bitmiyor. 3-5 gün sonra benim alçılı denyo'yu bahribaba'da gördük. kolundaki alçıya ek burnuna da alçı yapmışlar. söylememe gerek var mı bilmiyorum ama biz aynı 7 kişiyiz. eleman tek. bişey yapmadık tabi. racon bilen delikanlılardandık. selamlaştık. sonra eleman bizim alinin bi tanıdığının tanıdığı çıktı herifle kanki olduk harbiden kırılmış burnu herif tebrik etmişti "çok sağlam patlattın." diye...