madem bu başlığa geldin, o halde şu bilgiyi bilmeden de olmaz: mustafa kemal, ülkenin zorlu savaşlardan çıktığı bir dönemde kısa bir şekilde söyleyecek olursak ülkedeki paranın bilime yatırılması gerektiğini söyler. bunu duyan ismet paşa "aman paşam, bu nasıl olur" der. zira ismet inönü o savaş zamanlarını, dolayısıyla anadolu'nun halini ve kıtlığı görmüş biri olarak daha temkinli ve tutumludur. ancak o atatürk'tü ve zaten o zamanlar kendisine "delinin teki" sıfatını yakıştırmayanlar çok az sayıdaydı. şu da bir gerçek ki o deli adamın söyledikleri tamamen doğruydu. gerçek anlamda vizyon sahibi biri oluşu ve aldığı riskler doğrultusunda başarıya çok ufak da olsa şansının yardımıyla ulaşması onun halihazırdaki zekasına gölge düşüremezdi. evet atatürk riskler alıyordu, ancak bu riskleri alırken üzerinde önemle durduğu bilim konusunda olduğu gibi bilimsel metodlarla ilerliyordu. bu çok önemli bir şeydi. bir risk alıp, onun olası olumsuz senaryolarını da düşünüp, ikinci bir planı her daim orada bir yerde tutması onun en önemli özelliklerinden biriydi. buna en güzel örnek, bu ülkenin cumhuriyete geçişidir. zira atatürk, eğer bu planında başarısız olsaydı ikinci bir planı da bir köşede her zaman tutuyordu ve üstüne üstlük var olan sorunlara da analitik bir düşünce yapısıyla yaklaşıp onları bu şekilde çözmeye uğraşıyordu. yani halka söyledikleri gibi o an da söylemediği ve zamanı gelince söylemesi gerektiği bir çok şeyi de cebinde bekletiyordu. kısacası atatürk siyasetin içerisinde bilimi harmanlıyordu. bu çok önemli. son olarak şunu da unutmamak gerekir ki, tüm bunları safi bir şekilde halkının iyiliği için yapıyordu.
