anlamlandırma. kendince nedenlere ve sonuçlara varma. sadece anlamaya çalış. durumu anla. içinde bulunduğun karmaşayı anla. geçeceğini anla. göğüsünü sıkıştıran o yumrunun bir zaman sonra gevşeyeceğini anla.
onun bir başkasıyla "mutlu" olabilme ihtimalini düşünme. onun seninle ayrılmasının sebebinin senden kaynaklı olduğunu düşünme. o sadece kendi yolunda seninle birlikte yürümek istemedi o kadar. nedenleri ya da sonuçları olmak zorunda değil bu durumun. ya da aman aman engeller olmak zorunda değil.
biliyorum. sevmesini istiyorsun. senin onu sevdiğin kadar seni sevmesini istiyorsun. sen nasıl ki onun için her şeyi yapabilecek, her engele göğüs gerebilecek, gerekirse hayatındaki herkesi nasıl silebileceksen o da silsin, sana gelsin istiyorsun. kafanda bununla ilgili milyon tane senaryo geçiyor ve seninle olmamasıyla ilgili engelleri olduğunu, yapamayacağını, sorunları olduğunu düşünüyorsun.
değil. engelleri yok. o sadece is-te-me-di. seni istemedi. seninle olmayı istemedi. bu kadar. içine sinmedin. seni hayatının neresine koyacağını bilemedi. uymadın onun boşluklarını doldurmaya. parçalarını birleştirmeye çalıştı ama olmadı. istemedi. bunu anla. ve suçlama onu.
seni aldattıysa da suçlama. seni kandırdıysa, sana milyon tane yalan söylediyse de suçlama. çünkü suçlamak demek onu affedememek demek. affedememek demek de onu hala aklının bir köşesinde tutacaksın demek. yapma.
git, paşa paşa gir depresyonuna. otur düşün. kendini. bencil ol. nasıl mutlu olabilirsin onu düşün. kitap oku. yalnız kal. içini dinle. kendini dinle. vücudunu dinle. sus bir süre. sonra nasılsa konuşacaksın.
mevlana der ki:
"aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır, ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın...her iki yolda da, tek bir gercek olacak; canın çok ama çok acıyacak!!"