- ''hırsız gireceği evi bilir''. yıllardır bizimkilerden duyduğum laf. bunu söylerken o kadar eminler ki sanırsın evde hiç bi s.kim yok. hedef göstermiş gibi olmayayım da. ben hırsız olsam bizim eve tereddütsüz girerim.
- millette para var a.q.
- küçükkene çatıdan çatıya geçmekten aldığım zevki kelimelerle?! ifade etmem namümkün kardeşim. o kadar zevkli idiki sankit yeni bi kıta keşfeden kaşif gibi hissettiğimi hatırlıyorum. yer yer ekseriyetle tuğlaların çatlamış, kırılmış yerlerine ayaklarını geçirir tırmanır yer yer de, yapılaşmanın hızlandığı neredeyse her yerde inşaat halinde yapıların olduğu bi dönem olması hasebiylede her evin çatısında yığılı kum olurdu, evlerin önündaki yığılı kumları zaten belirtmeme gerek yok, birinci ikinci kattan kuma atlar bi binadan diğer bi binaya transfer olurdum. tabi bazen bi kaç kat yüksekliğinde bi yerden atladığın için izlediğin güzargahtan geri dönemeye biliyordun mecburen mahrum kaldığın evin merdivenleri kullanarak sokakla buluşmayı amaçlardın lakin bu amaca ulaşırken sorunlar yaşamıyorda değildi hani. merdivenlerden aşağı koşar adım inerken karşılaştığın bina sakininden yediğin piç kuruları, sik kırığı mı var lan götünüzde serzenişleriyle muhatap olur kahta göte yenilen tepikle sokakla buluşurdun.
- parmaklara bulanan, bulaşan puding, dondurma vs. gibi bişii yaladıktan sonra, o yalanan parmaaa bi koklada ne demek isitiyo genç adam enikonu bi anla.
- bi iki gün dişleri fırçalamazken, ağzı açıp işaret ve baş parmaa üst dudağın ortasından alt dudağa doğru götürmek ve bu işaret ve baş parmaa koklamak, yalanan parmak kokusuna beş çeker.
- casio saat kullanmak farz mı lan bize ki herkes bi ara, bi arada olsa özellikle hesap makinalı olanlarını kullandı.
- balık tutmaktan ziyade balık tutmaya çalışmayı seviyorum ben şahsen. balık tutmaksa amacım ne kendimi sıkıntıya sokacam anam bacım. zaten tutulmuşları var bi yerlerde. bu tutulmuş olanların satıldığı çarşılar bile var yaa gider ordan tedarik ederim neme gerek. balık tutmaya çalışırken balık tutarsam da iyi olur helbet ehehe.
- muhatabının hoşuna gitmediğini hissettiğin bi iki çift lafın ardından elimizi, suratı beş karış olmuş adeta mahkeme duvarına dönmüş olan muhatabımızın omzuna götürürek bunun bi şaka olduğunun altının çizilmesi istemsiz kas hareketi gibi bişidir. önüne geçmemiz namümkündür.
- her yerde insanlar var bi uyum sorunu yaşaman normal dedim bi arkadaşıma, kıçı başı belli olmayan bi konunun ardından. pişmanım.
- metroya, tramvaya binen bi çok insanda indikten sonra ''acelem yetişmem gereken yerler var'' edalı koşuşturmasının ne anlamı olabilir ki. metroyu tramvayı terk eder iken koşuşturan adam otobüsten minibüsten indikten sonra hiç bi tip triplere girmediği düşünüyorum açıkçası. sankit seyahat edilen araç ne kadar hızlıysa seyahat sona erdikten sonrada o kadar hızlı olay mahalini terketmek gerekiyomuş gibi. e o vakit uçaktan inen her kimse koşar adım hatta koşarak limanı terketmesi gerekmez mi? kuruntularıma bakar mısın?