Hayatı anlamaya yardımcı genellikle trajik olaylardır.
Ilkokul'un başladığı yıllar henüz. Küçücüğüm daha. Ailecek dayımın evine gidiyoruz, yeni mezun oldu işe başladı evini arabasını değiştirdi. Tüm aileyi ağırlamak istedi yeni evinde. Teyzelerim ve dayımlarla gittik hep beraber. Gidişi uçakla yaptık, dönüşte malesef o otobüse kaldık. Tatil gunuydu. Guzelce kaldık dayımlarda sıra dönüş kısmına geldi.
Neyse bindik otobüse, annemle babamın gözü şoförü hiç tutmadı. Bizim şehre gelmemize 150 km civarlarında yol varken, anneme sıkıldığımı öndeki abinin yanına geçmek istediğimi söyledim. Annem nedense hiç istemeye istemeye kabul etti. Geçtim abinin yanına, kırmızı kazaklı kot pantolonlu yeni mezun yada son sınıf biri. bugün 34 35 yaşında olacaktı, eğer o gün o olay yaşanmasaydı.
Abinin yanına oturdum. Yolu izlemeye, virajları saymaya başladım. Abi gülümsedi gel yer değişelim dedi, cam kenarında oturuyordu abi. Kabul ettim ve birkaç dakika sonra, hafifte kar yağıyordu, otobus yalpalanmaya başladı. Yalpalanmalar yerini ani sarsıntılara bıraktı.
Ve devrildik.
Babam bağırıyordu adımı.
"Baba ben iyiyim", "abiye bak baba abiye" dedikten sonra elimle işaret ettim. Babam doktor bu arada. Abiye baktı, malesef kaybettik gencecik adamı.
Belki bugun yasiyorsam o abi sayesinde.
Kader yasam seçimler...