Sırtlarını millete değil de ülkeyi sömüren zenginlere ve türkiye'ye düşmanlarına dayayanlar bu nedeni anlayamazlar. Ergün diler ak parti'nin neden kazandığını ve muhalefetin neden kaybettiğini yazmış. okurken hak vereceksiniz.
1 Kasım zaferinden sonra yazılacak o kadar çok şey var ki! Fakat kırıcı olmamak ve onlar gibi davranmamak için ölçülü gitmekte fayda var...
Amaçları üzüm yemek olmasa da, çıkarları bu ülkenin dışına taşsa da, dışarıdan emir alsalar da, Londra'da manşet toplantısı yapsalar da, Tel Aviv'de "Nasıl tekrar gelebiliriz"i konuşsalar da, New Jersey'e gidip oradaki zat ile baş başa özel görüşme gerçekleştirseler de, teknelerde yalılarda HDP'ye bel bağlasalar da, Kemal Derviş ve ekibine sonuna kadar inansalar da, muhalif gazetelere aynı keseden para akıtsalar da, yayın politikalarını bir elden götürseler de, "Erdoğan'a vurun!" emrini alıp hep birlikte saldırıya geçseler de unuttukları bir şey vardı!
MiLLET!
Her şeyi gören ve bilen...
YÜZDE 49.5'u sadece verilen OY ya da DESTEK sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz! "istikrar seçildi" ya da "ekonomik kriz beklentisi korkuttu" diye yapılan yorumlara katılıyorsanız da yanlışsınız!
Açılan sandıklardan çıkan bu MiLLETiN geleceği ve inancıydı!
Büyük Türkiye'nin şahlanışıydı. Ama bazıları anlamadı, görmedi, inanmadı...
Oysa MiLLET, 1 Kasım öncesini hiç unutmuyordu! Saldıranları ve saldırı emrini verenleri NOT ediyordu. Gereğini de zamanı gelince yapıyordu! Bu nedenle çıkan sonuç AK Parti dahil herkes için sürprizdi!
Milletin kenetlenişini, ayağa kalkışını, Türk ve Kürt'ün birlikte haykırışını ve ellerini uzatıp geleceği alışını göremedik!
GÖREVLi MEDYANIN oyununu milyonlar gördü! Ve bir MÜHÜRLE de bozup çöpe yolladı...
Bu zafer sadece 1 Kasım'a sığmazdı! Hatırlayalım... Erdoğan Başbakan'dı ve o dönem rahatsızdı...
Daha önceden geçirdiği operasyonun ikincisini geçirmesi an meselesiydi. Aldıkları istihbarat sonucu ameliyat masasına yattığını düşünenler OSLO'da silahları susturmak, Türk-
Kürt kardeşliğini tesis etmek için çalışan MiT Müsteşarı ve yardımcısı ile özel yetkili olarak masada bulunan Hakan Fidan'a operasyon için start verdi. Düğmeye basılmıştı...
KCK'nın içine MiT'çileri yerleştirmekle suçlanıyordu Müsteşar Fidan... Asıl amaç OSLO'da taşın altına eline sokan DEVLETE FATURA KESMEK'ti.
Ortadoğu'da bir sorun ilk kez muhatap devlet tarafından çözülecekti! Buna izin vermek istemediler.
Oyunu bozmamız engellenmek istendi.
Bu saldırı en büyüklerden biriydi.
MiT gidince devlet de, Başbakan da, ailesi de gidecekti. Hiç acımaları yoktu!
Kafayı taktıkları herkesi bir ÇETEYE, bir ÖRGÜTE koyuyorlardı. Derdinizi anlatıncaya kadar yıllar geçiyordu... 7 ŞUBAT KRiZi bir dönüm noktasıydı...
Devletin içine sızanlar DEVLETiN GERÇEĞi görmesini de engelliyordu. GEZi olayları böyle geldi. KÜRT PETROLÜ Türkiye'den AKDENiZ'e ulaştı, bunlar da gençleri AĞAÇ meselesi nedeniyle sokağa döktü.
Türk-Kürt kardeşliğine inananlar önce OSLO'nun sızmasıyla sonra da 7 Şubat kriziyle cezalandırılmak istendi. Bunu başaramayanlar son olarak doğrudan Erdoğan'ın evini hedefe koydu.
Görevli savcıların oluşturduğu ekip belliydi! Emirlerin nereden geldiği de...
Sadece BEDDUA edilmiyor, YIKICI operasyonlar için de düğmeye basılıyordu.
Ama MiT Müsteşarı'nı, yardımcısını ve Hakan Fidan'ı vermeyen oğlunu da vermezdi! Veremezdi... Öyle oldu! Bu saldırı da püskürtüldü!
Tam o gece, yani düğmeye basıldığı gece, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone, Avrupalı Büyükelçiler ile birlikteydi. Malum Yapı'nın adamları tarafından düzenlenen toplantıda Ricciardone "... Bizi dinlemediler.
Şimdi bir imparatorluğun çöküşünü izliyorsunuz..." diyordu...
Erdoğan hasta yatağında iken Aydın Bey'in 4 gazetecisiyle HILTON'da kat kapatan Ricciardone, son adımların atılacağını ve hikayenin mutlu sonla biteceğini düşünüyordu! Onlar orada SAĞLIK TOTO oynarken Erdoğan sağlığına kavuşuyor ve memleket için MUTLU SONA dönen film bunları üzüntüye mahkum ediyordu...
Hepsi RUH sağlığından oluyordu...
Aynı Ricciardone buradan alınınca gittiği ABD'de de rahat durmuyor ve eski dostlarını arıyordu. Son olarak bir konferans için yakınlarını arayıp üniversitelerden öğrenci desteği istedi. Ancak telefona kimse çıkmadı.
Ulaşabildiği asistanlardı sadece...
Seçimden önce ZAFERi haber veren en büyük gelişme buydu! Erdoğan'ı bitirmek için saldıranlar bile belki YÜZDE 49.5'un içindeydi! iki kişiden biri AK PARTi demişti neticede...
Bilemiyorum! PKK'nın hain planları, Dağlıca'daki kahpe pusu, bombalar, mayınlar, Malum yapı ile Cumhuriyet'in, Hürriyet'in, CNN Türk'ün, FOX'un, Zaman'ın, Bugün'ün, STV'nin, Kanaltürk'ün, The Economist'in, New York Times'ın, Guardian'ın, Bild'in, Spiegel'in, The Times'ın, CNN'in, BBC'nin iŞBiRLiĞi GÖRÜLDÜ!
Görülen bu görev dağılımı MiLLETi AYAĞA kaldırdı! Bunlar görmedi! Ne bir fısıltı, ne de bir ses duyan vardı! Milyonlar kenetlenmiş, habersizce geliyordu! Büyük yürüyüşü başlatmak için DOĞU da BATI da kenetlenmişti!
Türkiye'ye gelen 330 YABANCI GAZETECi bütün bu operasyonu atlıyordu! Hiçbir şey hissetmiyorlardı!
Geçilen bütün haberlerde "KOALiSYON TAMAM!" deniyordu! TÜRK MiLLETi OPERASYONUN en büyüğünü çekiyor, dünya ağzı açık izliyordu!
Hepsi şaşırıp kalıyordu! CHP, MHP ve HDP neden OY kaybetti diye soruyorlardı! Cevabı görecek gözleri yoktu! YABANCILAR saldırırken bu üç parti KOZA'nın önüne gidip YABANCILARLA OMUZ OMUZA geliyordu! Bilerek ya da bilmeyerek!
işte bunu görenler "OYUNA DUR!" dedi... "Ben sana 7 Haziran'da şans verdim. Ama sen YABANCILARLA yan yana ol diye değil!" dedi...
Ve desteğini çekti. MiLLi ve YERLi olana geçit verildi!
Muhalefetin yaptığı en büyük hata buydu! DURACAKLARI YERi bilemediler!
Sınırı aştılar... Sırtını MiLLETE değil de BARONLARA yaslayınca yuvarlanıp düştüler...
Demokrasi tarihimizdeki en önemli seçim buydu! DERiN MiLLET, DERiN OPERASYON yaptı... Bunu da sadece TÜRKLER yapabilirdi! Öyle de oldu...
Belediye Başkanlığından beri saldırı altında olan Erdoğan'ı şimdi BAŞKANLIĞA taşırlar mı bilemem!
Bu MiLLETiN sağı solu belli olmuyor çünkü!
Ama MiLLi olan her şeye saldıranların DURACAĞINI düşünmüyorum...
Üçüncü Havalimanı'na, köprüye, otoyola, Marmaray'a, tüp geçide, yerli otomobile yani güzel olan ne varsa saldıranlar 1 Kasım gecesi ÇARK ederek yırtacaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar...
Gençliğimizde Buca'dan Çankaya'ya giderken bir arkadaşımın minibüsünde şu yazardı: KULUNA ZULMETMEZ HÜDASI/ KUL'UN ÇEKTiĞi KENDi HATASI... Bu sözü hatırladım yine...
Ramazan'da viski çekerek bu MiLLETE operasyon yapmaya kalkacaksın, bunca zamandır "AKP" dediğine şimdi "AK PARTi" diyerek de yırtmaya çalışacaksın! YOK ÖYLE...
"Türk-Kürt" diye, "Alevi-Sünni" diye "Sağcı-Solcu" diye, "muhafazakar-laik" diye ayırdınız ve dışarıya HiZMET ettiniz!
Bu hizmetin karşılığını aldınız!
Şimdi de bunları geri alma zamanı!
Ben değil MiLLET SÖYLÜYOR!
Ne mi yaparlar? Bilmiyorum inanın! Bu MiLLETi anlamak imkansız! Bekleyelim bakalım...
Bir bildikleri vardır...
Kim bilir belki MiLLETiN mesajını alıp çeker giderler... Tıpkı arkadaşları gibi...
Bir de güney sınırlarımızdan GÜZEL haberler gelirse... Türkiye'm gücünü gösterecek... Az kaldı! Türkiye "bitti" demeden hiçbir şey bitmez! MiLLET bunu gösterdi!
Joslyn Barnes Sıra DEVLETTE!
Bekleyin!