türkiye'nin amerika'ya meyyalini illa birilerine yamayacaksak; bunların yegane sorumlusu ne tayyip'tir ne de menderes'tir. gerçi olayın kökeni taa osmanlı'nın son demlerine kadar uzanır ya neyse biz biraz daha kısa alalım.
tarih doğdular yaşadılar öldüler kelimleri ile izah edilebilecek kadar özetlenecekse; çanakkale savaşı sonrası yıkılan çarlık rusya'sı yerine sscb kurulur. ve kurtuluş savaşına acayip destek verir; silah, mühimmat gönderir; bir nevi sponsor olur. birinci dünya savaşı sonrası kurtuluş savaşında ittifak devletlerine karşı türkiye'yi destekleyen sscb ikinci dünya savaşı esnası ve sonrası türkiye'nin kendisine kelek yaptığını görünce - ismet inönü'nün meşhur tarafsızlık politikası hikayesi - agresifleşir ve saldırganlaşır.
hatırlarım, biz okulda o zamanlar türkler olmasaydı tarihte yazacak ne vardı, ya da bir türk dünyaya bedeldir tarzı bir eğitim almaktaydık. gerçi hala öyledir ya neyse; konumuz dağılmasın. efendim o dönemde rusya'nın öfkesinden korunmanın tek yolu amerika'ya arka vermekti. biz de öyle yaptık zaten. marşal yardımı, nato, sento, kore savaşı hep bu politikaların sonuçlarıdır, sebepleri değildir. hatta ismet inönü'nün çok partili sisteme geçmesi bile bu konuyla bağlantılı olabilir.
ancak ne yazık ki -bir sözlükte daha yazan benim izlenimime göre- acayip politize olmuş bakış açılarımızla bu amerikan türk münasebetlerini de gündelik politik liderlere havale ederek, tartışaduracağız. oysa ki gerçekler öyle mi; amerika olmasaydı savaşak neyimiz vardı?