okulun futbol takımına girmiştim, hem de sırf dikkatini çekmek için. hoca beni ilk başta takıma almak istemedi tabi, takımdakiler uzun boylu ve iri yarı çocuklardı. bıktırıcı ısrarlar sonucu, takıma almak zorunda kaldı. ben sadece antremanlara katılıp yedekte bekliyordum. eğer oyuna alınırsam, o sahadan sağ çıkamazdım.
bir gün nedense hazır olduğumu düşünüp, kendimi ona göstermek amaçlı oyuna girdim. iki sınıf arası maç yapıyorduk. hoca yapma dese de onu dinlemedim, daldım gaza gelmiş bir şekilde. maçı, bir bacağımda burkulma ve kollarımda dizlerimde yaralarla bitirdim.
anladı onun için bunca ağrıya katlandığımı, yanıma gelip "gayet iyi oynadın" dedi. şaka gibi, üstelik gidip bir üst sınıftaki ile çıktı. belki aşık değildim ama çok sevmiştim be! ilk kez midemde kasılma olmuştu, ilk kez anlamıştım heyecanın ne demek olduğunu ..
ben yaralanmayı göze almıştım, o gidip elinden dudak boyası düşmeyen gerzeğe çıkma teklif etmişti.
liseyi bitirene kadar takımdan ayrılmadım, orta sahada da oynadım top da taşıdım hatta kaleci bile oldum. çok yara aldım, dizlerim hep yara bere içinde oldu ama ben sporu sevmeye böyle başladım. yemişim sevgiliyi falan, iyi arkadaşlar edindim. sonra voleybola başlayıp hız kesmeden sporla uğraştım. bazen iyi ki, o barbi kılıklı salakla çıktı diyorum.