yaklaşık beş sene önce istanbul'a ilk geldiğimde, arkadaşımın son anda ekmesi dolayısıyla boyum kadar iki tane bavulla bilmediğim bir şehirde kalakalmış, tarif üzerine de metrobüs kullanarak merkezi bir noktaya ulaşmaya çalışırken deneyimlemişimdir. o merdivenleri iki tane bavulla inip çıkarken, metrobüsün içine atlatırken kapının önünde dikilen insanlardan bile bir allahın kulu yardımcı olmamıştı. Daha bir gün önce Eskişehir'den yola çıktığımda yol boyunca bir sürü insanın kendi yollarına uzatmak pahasına yardımcı olduğunu, Eskişehirdeki arkadaşlarımızın asla birini ortada bırakmayacağını hatırlayınca, mecidiyeköy metrobüs çıkışında beltur'da oturup ağlamıştım. ondan sonra uzun süre metrobüs kullanmadım. hala da metrobüs kullanmaktan nefret ederim. arkadaşımın son dakika satışını, bilmediğim bir şehirde evsiz kalışımı ve bir kişinin bile yardım teklif etmeyeceğini hatırlatır hep.