her eleştiriye illa cevap verme ihtiyacı hissetmesinin nedeni, kimilerine göre, kibirli ve de sinirli olması olan yazardır.
"kibir ve sinir" söz konusu kişileri gerçekten rahatsız ediyorsa (bkz: firavun halkını küçümsedi onlar da itaat ettiler) ayetinin işaret ettiği kişilerden birinin peşinde ne işleri olduğunu izah etmeleri gerekir.
kaldı ki her eleştiriye yanıt verme ihtiyacı hissetmesinin nedeni ne kibirdir, ne de sinir... türkiye'nin gelmiş geçmiş en kötü iktidarının, sıradan insanların, sorgulama yetisi gelişmemiş diğer sıradan insanlara, tek taraflı ve de bire bir yaptıkları propagandalarla kurulduğuna şahit olmuştur. evet, öyle mitinglerden filan bahsetmiyorum. araçlarının arkasına "huzur islamdadır" yazanlar çevrelerindeki insanları kendileriyle birebir ilgilenerek, türlü yalanlar ve din sömürüleriyle kafakola aldılar. şimdi hepsi cip tepesinde ve ciplerinin arkasında "huzur islamdadır" yazmıyor... fiyakası bozulmasın diye mi, yoksa huzuru parada buldukları için mi, yoksa her iki nedenden ötürü mü bilemem...
tüm bunlar, ülkemizin aklı başında insanlarının, söz konusu para canlısı cahillerin diğer cahillere yaptığı propagandanın önemini küçümsemelerinden, meydanı boş bırakmalarından dolayı oldu. uydurdukları büyük yalanlar o kadar çok tekrarlandı ki sonunda cahiller nezdinde doğruların yerini aldı...
velhasıl, daha önce de ifade edildiği gibi, her eleştiriye yanıt verme nedeni ne kibirdir, ne sinir... meydanı boş bırakmanın yarattığı tehlikenin farkında olmasıdır. en aptalca yorumlar, eleştiriler bile, ciddiye alınıp, gerekli yanıt verilmezse pek matah bir şey sanılabilir bir çok kişi tarafından.
