henüz altı yaşındaydım..bizim mahallede bir ümmühan abla vardı kulakları çınlasın. yakın bir komşumuzdu bu ablamız. aslen iyi biriydi ama her insan gibi o'nun da kendine has bazı zaafları vardı, bahçesindeki meyve ağaçları! o güzelim meyveler oluşur, güzelleşir ve çürüyüp yerlere dökülürdü. kendileri yerdi bu meyvelerden yemesine ama başkalarına zırnık koklatmazlardı. takmıştık bu kadının meyve ağaçlarını arkadaşımla kafamıza, o meyvelerin kurtuluşu yoktu.
ümmühan abla'nın annesi bulunduğumuz yere yakın olan bir köyde otururdu. sık sık anneciğini ziyarete giderdi. biz de arkadaşımla yüksek kaldırım duvarlarının ardından o'nu gözetler, köye gitmesini beklerdik. o evden çıkıp da uzaklaştığı zaman bahçeye dalar, birer tırtıl misali elma ağaçlarına tırmanır, en güzel elmaları seçen minik kurtçuklar olur tırtıklamaya başlardık caanım elmaları. yine birgün o'nların evin oraya pusu kurmuş evden ayrılmasını beklemiştik arkadaşımla. beklenen an gelmişti, elinde çanta yine gidiyordu ümmühan abla, herşeylerden habersiz, annesini ziyarete. o oradan ayrılır ayrılmaz kendimize güzel bir elma ağacı bulup, kurulmuştuk dallarına. komiklik makara derken, bir yandan da ziyafet çekiyorduk midemize. birden arkadaşımın gözleri fal taşı gibi açıldı, "kaçalım ümmühan abla geliyor" dedi. arkadaşım ağaçtan atladı ve akabinde ben de. o da ne arkadaşım yerçekimi kanunlarını uygulamış, inmişti ineceği yere, ama ben hala direniyordum yerçekimi kanuna. o an acı bir gerçek şamar gibi vurdu yüzüme! ben bahçivan bir pantolon giymiştim ve pantolonun askısı dala takılmıştı. benim ayaklar boşlukta sallanıyordu, ama kurtulamıyordum, o çok sevdiğim elma ağacının dallarından. arkadaşım çoktan sıvışmış, dibime kadar gelen ümmühan abla ile başbaşa kalmıştık.
-ne yapıyosunuz bakayım siz burada pis hırsızlar?
+ama ümmühan abla sadece 2 tane...
ümmühan abla bahçesini süpürdüğü çalı süpürgesiyle yanımda bitmişti tekrar. ümmühan abla acımasızca üzerime indirdiği çalı süpürgesi darbeleriyle şahsıma işkence yaparken, pantolonumun askısı dayanamamıştı daha fazla debelenmelirime. ve kendimi yerde buldum, biran dizimde bir yanma hissettim ama buna aldırış etmeden uzaklaştım, ümmühan abla ve meyvelerimin bahçesinden..
eve gittim, pantolonum yırtılmış ve dizim kanıyordu. annem gördü bu durumu ve bi de yeni alınan pantolonumu yırttığım için bir darbe de o'ndan yemiştim, "bizim evde elma yok mu" diye.
bizim evde de elma vardı ama, ağaçtan gizli gizli yenen elmaların zevkini vermiyordu...
elma yerken hala aklıma gelir ve tebessüm ederim, elma ve ümmühan abla...