devletin dini ilkelelerle yönetilmemesi ve yine devletin, ülkedeki özgürlüğü dinsel anlamda sağlama yükümlülüğü laik demokratik türkiye'nin olmazsa olmazıdır.
bu nedenle türkiye proaktif olarak devlet din işleri adlı bir örgütlenme ile türkiye'deki din ve din eğitimini, toplumsal özgürlüğü kısıtlayıcı boyutlara çıkmaması için kontrol eder.
türkiye'deki rejim sıkıntıları hep irtica eksenli huruçlarla ortaya çıktığından "küçük azınlığın derdi" bu sloganın içine kolayca sıkışıverir. özgürlüğün boyutlarını da çok iyi belirlemek gerekir; çünkü "özgürce yaşanmak istenen din", içine 4 tane kadınla evlenmeyi de içine alabilecek kadar geniş bir "hak dairesine" sahiptir.
velhasılı artık türkiye'de bu ilkeden söz edilmesi oldukça zor. türban serbestisi doğrudan doğruya devletin islami ve hinduizm'de aktif olarak, hıristiyanlıkta da rahibelerce kullanılan bir dini simge olan türban'a ayrıntılı tariflerle özgürlük sağlaması ile ortadan kaldırılmış ya da fazlasıyla esnetilmiş gözüküyor. örnek vermek gerekirse, artık müslüman erkekler bahsini ettiğim "hak dairesi" içinden, ergenliğe ulaşan kızla yaşı ne olursa olsun evlenebilmekten tutun, resmi olarak 4 tane eş alabilmeye, alaşağı arap kıyafetlerine bürünmeye kadar pek çok dini uygulamayı hak olarak görecekler. görmeliler aslında. kızlarımız üzülmesin.
