uzak şehirlerin yabancı gözleri olmalıydım.
dere tepe düz gidip kaybolmalıydım ufacık dünyamda.
seyretmeliydim soğuk su satan çocukları daha fazla.
ve daha fazla yemeliydim ıslık çalmamıza engel leblebi tozlarından.
ucu maddiyata dayanan her cümleden kuruluş aşamasında vazgeçmeliydim.
her çiçeğin kokusunu her böceğin dokusunu bulmalıydım avucumun içinde.
keşfe çıkmalı, yolcu olmalıydım.
planlamadan,
kaygılanmadan,
yargılamadan,
yargılanmadan yaşamalıydım.
yaşayamadım.