forma aşkı, takım aşkı taraftarlar içindir. oyuncu ve t.direktörler için değil bence. biz para almayız, bizim en ufak bi' çıkarımız yok çünkü.
sen istediğin kadar renkler için yaptığını söyle her şeyi, bi' yerden sonra biz taraftarlar olarak oyuncu ve teknik direktörün maddi kazancını da ortaya koyuyoruz ve hatta o kadar bağlıyız ki bu renklere,
isimleri bir çırpıda silip atabiliriz, atabilirler. bu olay selçuk için de geçerli, burak yılmaz için de. burak ilk sene gitmeliydi galatasaray takımından. hamza hoca da sezon sonu bırakmalıydı. ama burası türkiye. bir sene olan şey yıllarca devam edebilcek gibi düşünüyoruz, ki bu imkansız. ben inanıyorum hamza hoca kalsa, sezon sonuna kadar yine takım toparlanır ve şampiyonluğa oynanır.
fakat iş avrupa oldu mu iş değişiyo. yazılan şey "hamza hocaya avrupa büyük geliyo", yazan adam bin liralık bilgisayarından, ayda 50 lira ödediği internet ile yazıyo buraya. oyuncu değişikliğini bin liralık televizyonlarından daha iyi görüyo. aldığı maaş, yaptığı iş ortada, futbolla ilişkisi beyaz futbolun, futbol programı olduğu gerçeği kadar acı. biz, şampiyonlukta seni göklere çıkartan taraftar birliği,
şimdi yaptığın hatalar, oyuncu hataları(ki bunu özellikle düşünün) ve istemediğimiz en ufak bi' durumda, senin boynuna ilmeği dolayabilecek kadar kansızız. o yüzden dedim,"gönül ister arsene wenger, sir alex ferguson gibi ol" diye ben, her sene şampiyon ol, kupadan kupaya koşalım demedim. ki bu olay türkiye' de imkansız. o kadar kusursuz bir taraftar grubuyuz ki biz, senin en küçük hatan, en büyük başarını gölgede bırakır, en küçük kusurun, bizim muazzamlığımızı zedeler. ne göt bi' toplumuz biz be.
ama bu saatten sonra devam hoca. uefa'ya düşelim, çünkü gerçekten oynamamız gereken yer orası bizim. çeyrek final, yarı final bu sene. bi' de şampiyon yap takımı, yapmadan gitme bu sene. ondan sonra herkes yoluna.
