-sömestr tatilinin gelmesine 1 gün kalmış, memlekete dönmek için aynı otobüsten yan yana bilet aldığım arkadaşımla toplam 6 tl miz var. ne yapsak ne etsek diyoruz. dedimki gel şu marketten bir ekmek alalım, bir de krem peynir. ekmeğe krem peyniri sürdüm, 5-6 dilim ekmeğimiz oldu. dedikki zaten yolda birşeyler ikram ederler, bu ekmeğide yanımıza aldıkmı yeter bize, 14 saatlik yol ama gece yolcuğulu olduğu için uyuruz dedik. yolculuk günü geldi, bindik otobüse. ilk dilimi ben yedim, dişimin kovuğuna bile gitmedi. bir tane daha yedim, idare etmeye çalışıyoruz daha 10 saat felan var. uyumaya çalışıyorum uyuyamıyorum. ucuz olsun diye adı sanı duyulmamış bir firmadan bilet aldık, adamlar sudan başka birşey ikram etmiyor. cebimizde 1 tl var. su da içemiyoruz, ikimizinde tuvaleti gelirse giremeyeceğiz. yarı aç yarı tok, uyumaya çalışarak bitirdik yolu. eve gittiğimde, her zaman evde yediğim, içtiğim şeylerin kıymetini anladım.
-yıl içerisinde okul-yurt arası 4-5 kilometrelik yolu bir kere bile minibüse binmeden seneyi tamamlamamı yazabilirim. bu sayede formumu korudum.
-arkadaşların birşeyler yerken tek senin yemediğin dikkat çeker. onlara söylediğin sebep ise bellidir, ''siz yiyin ben tokum''.
-hocalar ders notlarını fotokopi çektirir, sınavları geçmek için almak zorundasındır. paran yoktur, bir arkadaşından bir günlük ödünç alırsın ve tüm gece boyunca telefonunla sayfaların resmini çekersin. ertesi gün ise arkadaşına şu şekilde olayı kıvırırsın, '' teşekkürler kardeşim bende bu fotokopi yok sanıyordum da varmış.''
-okul/yurt gezisi olur, gelmeme sebebin o haftasonu ders çalışacak olmandır. sınav haftası değil ise başkasına söz vermişsindir.
bu da benim aklıma gelmeyen ama annemin birkaç sene önce anlattığı anıdır:
-(annemin ağzından) sen küçükken sütü çok severdin, eskiden mahallelerde sütçüler dolaşırlardı. sütçü bizim sokağa girdiğinde ben hemen sütçünün sesini duyardım, senin yanına gelirdim, sen de duyma canın çekmesin diye oyun oynuyormuş gibi kulağını kapatırdım, duyacaksın diye aklım çıkardı, hiç paramız yoktu.