bir üstteki arkadaş haklı, yorumlar biraz yüzeysel olduğu için açıklama gereği duydum.
ahlak elbette bir ve kesin değildir.
hatta statik bir olgu da değildir, her şey gibi o da zamanla değişir ve çağa ayak uydurur.
ben ahlakı dinin tekelinde görenlere kızıyorum, bu görüş ateistleri insanların gözünde çok farklı bir noktaya koyuyor ki ileriye dönük büyük bir problemdir bu.
dinler de büyük oranda o dönemin toplumsal ahlak anlayışı etrafında bütünleşmiştir zaten.
islamiyette 4 eş(yargılamıyorum, kendi döneminde olağandan öte insancıl bile sayılabilir) bir hak olarak görülürken bugünün şartlarında hangimiz 4 kadınla evli bir adam görsek ahlaksız gözüyle bakarız.
dediğim gibi ahlak dinamik bir olgudur, bir anda yakalayıp kesin sınırlar çizerek formülize edemezsin.
etsen de kalıcı olmaz.
o yüzden toplumsal yaşamın gerekliliklerine göre sürekli yorumlanması gerekir.
ve bu yüzdendir ki dini kitlesel olarak yaşamak yerine bireysel olarak yaşamak daha doğrudur.
ve laiklik ucubeleştirilmediği sürece bu yüzden toplum adına faydalıdır.
çünkü din yoruma açık ve yozlaşmaya müsait bir olgudur.
emirleri ise mutlak doğru olarak kabul edildiği için toplumsal infiallere yol açabilir, açıyor da.
not: ahlak kitlesel bir olgu değildir, bir inanç ya da inançsızlık ile birlikte doğrudan doğruya karakterinize işlenmez.
o yüzden ateistler daha ahlaklı ya da müslümanlar çok şukela demek çocuksu bir söylemdir.