yaşamımın her anında, aldığım her doğru* kararda izini gördüğüm büyük devlet adamı.
- dilimi ecnebi laflarından arındırmak için çaba gösterme kararını alıyorum. karşımda!
- doğayı anlamak için sanata önem veriyorum, yine o ve o nun sözleri!
- kitap okuyorum, aklımın bir köşesinde "o nun 3000'in üzerinde kitap okuduğu" yankılanıyor.
- karşımdakini kesmeden dinlemek ve anlamak üzerine çalışıyorum, düşmanına bile saygıda kusur etmeyen o çıkıyor karşıma.
- memleketin yanlış yöne aktığını görüyorum ve değiştirmek için yazı yazma, kelam etme kararı alıyorum, karşımda gençliğe hitabe,
"iktidara sahip olanlar gaflet ve delalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakrü zarüret içinde harap ve bitap düşmüş olabilirler."
çınlıyor kulağımda!
sonuç olarak, ya benim beynim yıkanmış atatürk atatürk denile denile ya da ben doğru yoldayım.
karşıt : mustafa kemal pek o kadar da iyilik yapmadı bu ülkeye aslında, ondan sonra gelen her lider?! o nun gölgesinde kaldı ve lider dendi onlara, önder ise sadece o na ait kaldı.
herkes o nunla karşılaştırıldı. o nun yerini dolduramayacağını bilen liderler en sonunda en kolayı seçtiler, karşısında durmak. kim bu kadar kitabı okuyup, gelecek konusunda bu derece hakim düşünebilir. bırak süzme bıyığı, geç karşısına, hafif boynunu bükük, mazlum edebiyatı yap, doldur cebini, hitabe doğrudan sen ve senin gibileri gösteriyor ama seni bağlamaz ne de olsa karşıdasın, arada koca bir ırmak.