Ölüm, senin ardında bırakacağın şeyler demektir. Sevdiklerin; annen, baban, kardeşin, aynı yastığı paylaştığın eşin, canından öte tuttuğun çocuklarından ayrılmak demektir ölmek. Bir daha güneşin doğuşunu izleyemeyecek olman. Rüzgarı hissedemeyecek, yaz akşamları sokaklarda sabahlamayacak olmandır ölmek. Ardı kapalı bir kutu gibi önünde duran kaçınılmazdır.
Ölüm ardını bilen inananlar için de belirsizliktir. Misafir gibi yaşaması gereken bu yere bağlanmış insanın yaptıklarının, verilen nimetlerin karşılığının sorulacağı yerdir ve sonucu gitmeden bilemeyegiz. Peygamberlerin uyardığı çetin bir güne uyanıştır ki insan o gün yaptıklarından, biriktirdiklerinden başkasıyla kurtulamayacaktır.
Nitekim insan üsttekilerden dolayı ölümden korkar.